1. İyi insan olma baskısı: Toplumsal beklentiler ve hatta toplumsal baskı, birçok kültürde iyi insan olmanın yegane yolunun başkalarına yardım etmek olduğunu vurgular. Örneğin, bir arkadaşın zor zamanında yanında olmak veya bir komşunun taşınma gününde yardım etmek gibi davranışlar, çevremizdeki insanlar tarafından çok olumlu karşılanır ve takdir edilir.
Eğer böyle davranırsanız toplum sizi iyi biri olarak görür. Ancak bu sürekli yardım etme durumu, bazen kendi ihtiyaçlarınızı göz ardı etmenize ve ihmal etmenize neden olur. Mesela, kendi sağlığınıza dikkat etmeye ihtiyaç duyduğunuz zamanlarda bile başka birisinin ihtiyacına öncelik verebilirsiniz.
Toplumun beklentileri nedeniyle kendimize zaman ayırmak veya kendi sorunlarımızı çözmek yerine, başkalarının sorunlarına odaklanma eğilimi gösterebiliriz. Tabii ki çevremizdeki insanlara yardım etmek önemlidir, ancak bu süreçte kendi sağlığımızı ve ihtiyaçlarımızı göz ardı etmememiz de gerekiyor. Kendimize de özen göstermeliyiz; çünkü eğer kendimiz mutsuz, yorgun ya da sağlıksızsak, başkalarına sağlıklı bir şekilde yardım etmek ne kadar mümkün olur?
Unutmayın, zihinsel ve bedensel ruh sağlığımıza dikkat etmek, başkalarına daha etkili yardımcı olabilmemiz için bir zemin hazırlar. Kendi mutluluğumuzu ve refahımızı koruyarak, başkalarına da daha etkili ve pozitif bir şekilde yardım edebiliriz.
2. Empati ve özdeşleşme: Empati dediğimiz şey, başkalarının duygularını anlama ve onlarla aynı hissi paylaşabilme yeteneğidir. Bazı insanlar bu konuda gerçekten çok hassaslar, yani başkalarının acılarını ve ihtiyaçlarını sanki kendi başlarına gelmiş gibi yoğun bir şekilde hissedebiliyorlar. Bu durum, başkasının derdiyle dertlenmeyi adeta bir amaç bir görev gibi görmelerine neden olabiliyor. Yani diyelim bir arkadaşın çok kötü bir gün geçiriyor, sen de onun üzüntüsünü o kadar içinde hissediyorsun ki, kendi derdini unutup hemen ona yardım etmeye koşuyorsun. Bu empati yüzünden bazen kendi ihtiyaçlarını, hatta kendi sağlığını bile arka plana atabiliyorsun.