Yakın zamanda yapılan bu çalışmada, araştırmacılar dişi farelere, tahıllar, tohumlar, kuruyemişler gibi lif açısından zengin gıdalarda ve kahve gibi içeceklerde bulunan bir bileşik olan lignanlar içeren keten tohumu yağı çözeltisi verdi.
Bunun bağırsak mikrobiyomu ile meme kanseri hücresi büyümesiyle bağlantılı meme bezi mikroRNA'ları (miRNA'lar) arasındaki ilişkiyi tetiklediğini buldular.
Keten tohumu yağı verilen kemirgenlerin meme kanserine yakalanma olasılığı daha düşük olduğu ortaya çıktı.
"Bu bulgular doğrulanırsa, mikrobiyota, beslenme yoluyla meme kanserini önlemek için yeni bir hedef haline gelir."
Geçmiş araştırmalar, lignanların(bitkilerde bulunan polifenoller) anti-inflamatuar özelliklere sahip olduğunu ve vücudun daha az östrojen üretmesine neden olarak meme kanseri riskinin azalmasına yol açtığını göstermiştir.
Araştırmacılar üç hafta boyunca dişi fareleri keten tohumu lignanlarından oluşan bir solüsyonla beslediler ve bunların kolonun ince ve kalın bağırsağı ayıran kese benzeri kısmı olan çekum bağırsakta(ince ile kalın bağırsağın birleştiği bölüm) bir reaksiyonu tetiklediklerini buldular.
"Bu ön çalışma, mikrobiyotanın hastalıklarla ilişkili risk faktörlerini azaltmak için beslenme yaklaşımlarında oynadığı role ilişkin daha fazla araştırmayı desteklemektedir."
Lignanların, menopoza giren kadınların daha az aktif östrojen formları üretmesine neden olduğu ve bunun da meme kanseri riskini azalttığına inanıldığı gösterilmiştir.
Arpa, karabuğday, darı, yulaf, çavdar ve buğday gibi diğer tahıllar da yüksek düzeyde lignan içerir.
Örneğin Clinical Nutrition Research dergisinde yayınlanan 400'den fazla kişiyle 2021 yılında yapılan bir araştırma, lignanların meme kanseri riskini azalttığını buldu.
Bazı araştırmalar ise keten tohumlarının prostat kanseri hücrelerinin büyüme hızını azalttığını da öne sürdü.
Keten tohumunun ayrıca kabızlık gibi sindirim sıkıntılarını tedavi ettiği ve LDL (kötü) kolesterolü düşürerek diyabet ve kalp hastalığı riskini azalttığı da gösterilmiştir.