"Uzunluğunun doğu istikametine 600 metre, güney istikametine 2 kilometre civarında olduğunu geçmişte yer altı yerleşim alanına girenler söylemektedir." diye konuştu. Alanın belediye imkanlarıyla temizlenmesinin mümkün olmadığını, Kültür Varlıklarını Koruma Kuruluna başvuracaklarını anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Burası, dedelerimiz tarafından keşfedilmiş. İçinde farklı farklı odalar, küçük bölmeler, baktığımızda yaşam alanı gibi görünmekte. Burayı inceleyen arkeologlar, milattan önce 3 binli yıllara dayanabilecek bir tarihi geçmişle karşılaşılabileceğini belirtti. Net durumu teknik analizler sonrası ortaya çıkacak. Kültürel açıdan bir anlam ifade ettiğini belirtmek isteriz. Kültür ve Turizm Bakanlığımızdan buranın turizme açılması için destek bekliyoruz.
Bu milli bir servet, Kapadokya'ya gelen turistlerin burayı da görmesini istiyoruz. İçeride gördüğümüz zemin, normaldeki zeminin 2 metre üstü. Asırlar boyunca kapı tarafından içeri giren toprak dolgu ilk bölümü kaplamış. Temizlenmesi gerekiyor." Yılmaz, beldede "Tepesidelik" ve "Tantan" adı verilen mevkilerde de çok büyük olduğunu düşündükleri yer altı şehirleri bulunduğunu dile getirdi.
Vatandaşlardan Alaaddin Sarıtaş ise "Yaklaşık 20 yıl önce yabancı bir kadın gelerek, bize 'burada Sezar'ın hamamı olduğunu, içindeki şifalı suyla ilgili bilgi topladığını' anlattı. Başka insanlar da ellerinde haritayla geldi. Yer altında bir alan olduğundan bahsettiler. İçini bizden daha iyi biliyorlardı. Başka gelenler de oldu, hepsi de şifalı sudan bahsetti." ifadelerini kullandı.