Marmara Denizi'ndeki çevre katliamını önceki gün düzenlenen İBB Meclisi'nde gündeme taşıyan İBB'nin AK Partili Meclis Üyesi Özlem Erol dikkat çeken açıklamalarda bulundu. SABAH'a da konuşan Özlem Erol, atık su arıtma tesislerinin kapasitesinin 6 milyon 163 bin 265 metreküp/gün olduğunu, İstanbul'daki 90 atık su arıtma tesisinde toplam atık suyun yaklaşık yüzde 43'lük kısmının sadece ön arıtmadan geçirilerek Marmara Denizi'ne deşarj edildiğini, İstanbul'da geri kazanılan atık su miktarının bütün atık suların sadece yüzde 1,78'i kadar olduğunu ve geri kalan atık suyun deşarj edildiğini belirtti. İstanbul için çevreye olan yatırımların engellenmemesinin altını çizen Erol, konuyla ilgili SABAH'a değerlendirmelerde bulundu.
DENİZDEKİ CANLI YAŞAMI TEHLİKEDE
Üsküdar'daki Kuleli Askeri Lisesi önünden Marmara Denizi'ne evsel atık su deşarj edilmesi sonrası Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından İSKİ'ye 2 milyon 674 bin 708 lira ceza uygulamasını hatırlatan Özlem Erol, "Marmara Denizi, 'Kirleniyorum.' diye feryat ediyor. Arıtma sistemleri kapasitesinin kentte oluşan atık suların tamamını arıtacak büyüklükte değil ve İstanbul'daki atık su yönetiminde gerekli önlemlerin alınmaması durumunda can çekişen Marmara Denizi'nde canlı yaşamı da tehlikede" dedi.
"MARMARA DENİZİ ÖLÜYOR"
Marmara Denizi'nde çok ciddi bir müsilaj sıkıntısı da yaşandığını belirten Özlem Erol, "Bu konuda İstanbul'a çok büyük bir görev düşüyor. AK Parti döneminde ciddi çalışmalar yapılmıştı. Silahtarağa'da da ileri biyolojik arıtma tesisi ile birlikte suyu tamamen geri kazanabileceğimiz en büyük tesislerden birini yapacaktık. Ekrem İmamoğlu göreve gelir gelmez "temel atmama töreni" ile bunu engellemişti.
Atık suyu sadece arıtmak değil arıttıktan sonra geri kazanmak ve kullanmak da çok önemli. Kağıthane Deresi de cidden kokuyor, vatandaşlar rahatsız. Orada da cumhurbaşkanımız zamanında deniz suyu aşılanıyordu ve o akan deniz suyu dereden Haliç'i de besliyordu. Şu an ise atık su Haliç'e ve Marmara Denizi'ne akıyor. Ne yazık ki İstanbul'un çevre problemleri git gide kötü bir hal alıyor. Marmara Denizi ölüyor." ifadelerini kullandı.
"ÇEVREYE OLAN YATIRIMLAR ENGELLENMEMELİ"
Özlem Erol şöyle devam etti: "Temel atmama töreni ile iptal edilen, Silahtarağa gibi daha önceden yapımı planlanmış olan tesisin yerine yeni bir tesis yapılmadığı gibi yapım sözü verilmiş olan Kadıköy, Üsküdar, Maltepe, Beykoz ileri biyolojik atık su arıtma tesislerinin yapımına da başlanmadı. Şu anda ne yazık ki Kağıthane Deresi'ne deniz suyu beslemesinin kesildiği gibi atık su deşarj ediliyor. Haliç'i ve çevresini koku problemleri ile tekrar karşı karşıya getireceğini bile bile Kağıthane Deresi'nden yapılan deniz suyu beslemesi de kesilerek Kağıthane Deresi'ne atık su deşarjı yapılıyor.
Gerçekten İBB'nin aklını başına alması lazım. Ciddi bir miras aldılar ve onu çok hızlı yediler. Tekrar eskisi gibi bizim yaptıklarımıza saygı duyarak gelişim sağlamalı. İstanbullular bunu hak ediyor. Çevre önemli bir konu. İstanbul için çevreye olan yatırımların engellenmemesi lazım."