Türk edebiyatında, estetik ve duygunun saf hâliyle işlenmesini amaçlayan Saf Şiir akımı, anlam ve biçim arasında uyum arayışıyla öne çıkar. Bu akımın temelinde, bireysel duyguların ve estetik kaygıların, süslemeye veya toplumsal mesajlara indirgenmeden işlenmesi yatar. İşte saf şiir özellikleri, edebiyatımızda saf şiir temsilcileri ve akımın en güzel örnekleri....
Saf şiir, özünde, şiirin dilini her şeyin önüne koyan bir anlayışa dayanan bir akımdır. Bu düşünce, özellikle Fransız şair Paul Valéry'nin "şiirin dili her şeyin üstündedir" görüşünden etkilenmiştir. Stephane Mallarmé ve Divan şiirinin biçimsel özelliklerinden de ilham alan Batı şiiri temsilcileri, bu anlayışı benimseyerek şiirlerinde uygulamışlardır. Türkiye'de ise bu akım, benzer bir estetikle şekillenmiş ve çeşitli şairler tarafından sürdürülmüştür.
Saf şiire yöneliş, Türk edebiyatında ilk olarak Ahmet Haşim'in Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar adlı makalesiyle başlamıştır. Bu eser, aynı zamanda Türk edebiyatının ilk poetika örneği olarak da kabul edilir.
Saf şiirin temel özelliği, toplumsal olaylardan, ideolojilerden veya herhangi bir mesaj verme kaygısından uzak, yalnızca okuyucuda estetik haz uyandıracak biçimde yazılmasıdır. Zengin imgeler, ahenkli bir ritim ve uyumlu sözcük kullanımı, bu tür şiirin esasını oluşturur. Asıl değer, kullanılan imgelerin ve sözlerin birbirleriyle kurduğu estetik dengede ortaya çıkar.
Saf şiir, şiirsel anlatımda en yüksek düzeye ulaşmayı hedefleyerek dili yüceltir.
Şiirin güzelliği, dilin güzelliği ile doğrudan ilişkilidir.
Şairler, bireysel ve içsel bir bakış açısıyla evrensel insan duygularını aktarmaya çalışırlar.
Halis ve öz bir şiir yazma kaygısı vardır; disiplinli çalışma ile bu amaca ulaşılır.
Sembolizm akımının etkileri saf şiir şairlerinde açıkça görülür.
Temalar genellikle ölüm, ruh, mit, masal, gizem ve bireysel duygular üzerine kuruludur.
Sanat, bir form sorunu olarak görülür; önemli olan özgün ve estetik şiirler yaratmaktır.
Şairler, kendilerine özgü imge düzenleri oluşturur; bu imgeler yaratıcı ve özgün olmalıdır.
Dilin mantığına uygun olarak, anlamı genişleten ve dile yeni ifade olanakları kazandıran imgeler kullanılır.
Şiir yazarken rahatlık ve dilin saflaşması düşüncesi önemlidir.
Biçim ve dize üzerinde titizlikle çalışılır; her mısra ve sözcük özenle seçilir.
Şiir, soylu ve estetik bir sanat olarak kabul edilir.
Bireysel ve düşsel yönler, saf şiirde öne çıkar.
Oturmadı yerine laf kocaman gedik dar
Latin danışmanlar bir söylerse ikidir
Köydekilerin aklı farzı erene kadar
Tilki kümese girer gerisini sen getir
Yorgun gözümün halkalarında
Güller gibi fecr oldu nümâyân,
Güller gibi… sonsuz, iri güller
Güller ki kamıştan daha nâlân;
Gün doğdu yazık arkalarında!
Altın kulelerden yine kuşlar
Tekrârını ömrün eder i'lân.
Kuşlar mıdır onlar ki her akşam
Âlemlerimizden sefer eyler?
Gök! Benim… Geliyorum ölüm mağaralarından,
Duymaya çarpışını sahile dalgaların,
Görüyorum altın kürekli kadırgaların
Belirişlerini şafakla karanlıklardan.
Ünlüyor kralları şimdi bu yalnız eller,
Tuzlu sakalları parmaklarımı eylerdi;
Ağlıyordum. Onlar utkularını söylerdi
Ardında gemilerin uzaklaşan körfezler.
Duyuyorum boynuzların, süel boruların
Kalkışına tempo tutuşunu kürelerin;
Boğuyor gürültüyü türküsü tayfaların.
Şanlı burnunda gemilerin, coşkun Tanrılar,
O eski gülüşleriyle dövdüğü denizlerin
Yontuk, dost kollarını bana uzatıyorlar.