Dünyada birbirinden garip topluluk var. O ilgi çekici gruplardan biri Amişler. Öyle ki kendilerini merak edip görmek isteyen bir sürü insan turist olarak yaşadıkları bölgeye geliyor.
Elbetteki bu başka yerlerde yaşamadıkları anlamına gelmiyor ama daha çok bulundukları yer burası. Hikayeleri ise 1600'lü yılların sonlarına dayanıyor.
Amişler, çamaşır ve bulaşıklarını elde yıkıyorlar, akşamları mum ışığında oturmayı tercih ediyorlar, atlı arabanın yanı sıra zaman zaman bisiklet kullanarak ulaşımı sağlıyorlar ve akşama kadar tarlalarında çalışıp gün batımına yakın evlerine çekiliyorlar.
Erkekler ise çalışırken askılı elbise, günlük yaşamda ise koyu renk takım elbise giyerek şapka takıyorlar.
Amişler, ismini İsviçreli Jacob Amman'dan alıyorlar. Sonrasında ise Avrupa'da baskılardan yıldıkları için soluğu Amerika'da alıyorlar.
Renkli ve baskılı kumaşlar giymiyorlar; her köyde sadece 1 telefon var ve onu acil durumlar için kullanıyorlar.
Hastalandıklarında hastaneye gitmek yerine doğal tedavi yöntemleri deniyorlar. Hastanelik bir duruma gelinirse ise masrafları cemaat imece usulüyle ödüyor.
İlginç yaşam tarzları sebebiyle yaşadıkları yerler turist akımına uğruyor fakat bundan biraz rahatsızlar.
Fotoğraflandıklarında ruhlarının uçup gideceğine inanan Amişler, turistlerin onları fotoğraflamasına pek sıcak bakmıyorlar.