Son dakika haberleri: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) otel ve kumarhane işletmeciliğiyle bilinen işadamı Halil Falyalı, 8 Şubat 2022'de uğradığı suikast sonucu şoförü Murat Demirtaş ile birlikte ölmüştü. Cinayete ilişkin Mehmet Faysal ve Mustafa Söylemez kardeşlerin aralarında olduğu 6 sanık hakkında İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davada bugün ilk duruşma yapıldı. Mehmet Faysal Söylemez, Mustafa Söylemez ve Abdurrahim Çelik, İstanbul Adliyesindeki duruşma salonuna cezaevinden görüntülü olarak bağlandı.
Diğer tutuklu sanıklar Ender Yıldız ve Cengiz Şener ise jandarma görevlilerince cezaevinden mahkemeye getirildi. Falyalı ailesinin avukatı ile sanık avukatları da duruşmada hazır bulundu.
MEHMET FAYSAL SÖYLEMEZ'İN SAVUNMASI
Kimlik tespitlerinin ardından sanıkların savunmalarının alınmasına geçildi. Sanıklardan Mehmet Faysal Söylemez, emekli astsubay olduğunu belirterek, "Kıbrıs'a hiç gitmedim. Dosyada adı geçen şahıslardan kardeşim olan Mustafa Söylemez dışında kimseyi tanımam. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum" dedi.
Cengiz Şener ise Kıbrıs'ta açılan davanın sanığı Veysel Sare'yi kaçak yollarla KKTC'ye göndermekle suçlandığını belirterek, "Hakkımdaki ifadeler çelişkili. Bu olayda suçsuzum. Yüce mahkemenizin adaletine bırakıyorum kendimi" dedi.
MUSTAFA SÖYLEMEZ DE KABUL ETMEDİ
Mustafa Söylemez ise iki suçla itham edildiğini belirterek, "Örgüt kurma suçunu işlemedim. Ne yönettim ne de örgütümün üyesi vardır. Hiç tanımadığım insanlarla nasıl örgüt kurabilirim? Ağabeyim Mehmet Faysal Söylemez ve sanık Metin Süs dışındaki sanıkları sadece adliyenin nezaretinde gördüm.
Hiç kimseyi öldürmedim, kimseyi öldürmesi için azmettirmedim, yardımcı olmadım. Sanırım Kıbrıs polisi yoğun baskı altında kalmış, gerçek faili bulmak uzun süreceğinden alelacele bu yolu seçmişler. Baktılar sabıkalı, suçu yıkmak için beni seçtiler" diye konuştu.
DNA SAVUNMASI
Kıbrıs'ta kendisi adına kiralandığı bir araçta çok sayıda kullanılmış eldiven, su şişesinde DNA'sı ve araç içinde atış artığına rastlandığı iddialarına değinen Mustafa Söylemez savunmasına şöyle devam etti:
Eğer böyle eldiven olsaydı kontrol yapan polisler kör müydü de kontrolde görmeyeceklerdi? Bu eldiven falan sahte deliller. Bu suçun bana yıkılmasının ana sebebi sabıka kaydımdı. Kıbrıs polisi son 2 senedir Türk vatandaşlarının sabıka kaydını görebiliyor. Baktılar kim var, ben varım, bana yıktılar."
"KKTC'DE HUKUK ÖĞRENCİSİYİM"
Falyalı ailesinin avukatı Muhammet İkbal Şakiroğlu, "KKTC'ye ne kadar sıklıkla gidersiniz, en son ne zaman gittiniz" diye sordu.
Mustafa Söylemez de Yakın Doğu Üniversitesinde hukuk öğrencisi olduğunu, en son okulla ilgili Kıbrıs'a gittiğini ileri sürerek, "Bunlar çok zengin. Aileden para koparmak için yalancı tanık tutulmuş. Halil Falyalı'yı hayatımda hiç görmedim. Telefonda dahi görüşmedim. Ortak bir işim olmadı, olamaz da" dedi.
TUTUKSUZ SANIK SİLAHLI SALDIRIYA UĞRADI
Sanıkların savunmalarının ardından avukatların savunma ve talepleri alındı. Tutuklu sanıkların avukatları tahliye talebinde bulunurken, adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanan Metin Süs'ün avukatı Serhat Çetin, "Müvekkilim silahlı saldırıya uğramıştır. Ayakları üzerine basamıyor. Savunmasını sonraki celse yapacaktır" dedi.
Falyalı ailesinin avukatı Muhammet İkbal Şakiroğlu ise "Sanıkların cezalandırılmasını talep ediyoruz. Falyalı ailesine sordum rahmetli, sanıkları tanıyor muydu; ilişkisi, birlikte ticaret yapmışlığı falan var mıydı, diye. Yok, tanımıyor. Sanıklar da Falyalı'yı tanımadıklarını söylüyor. O zaman kendilerine kimin, ne için emir verdiklerini söylesinler. Hani eski Adalet Bakanımız (Abdülhamit Gül) söylemişti ya, Adalet yerini bulsun isterse kıyamet kopsun" diye konuştu.
İSTANBUL'DAKİ DOSYA EKSİK
Bu dosyada hiçbir delil toplanmadığını öne süren avukat Şakiroğlu, şöyle devam etti:
"Kıbrıs'la Türkiye'de soruşturma usulü çok farklı. Burada aldığımız 6 dosya var, orada 12 klasör var. Orada 200'den fazla tanık ifadesi alınmış. Burada ise kamera kayıtları, mermi çekirdekleri eksik. Orda hangi delillerin olduğunu bilmiyoruz. Oradaki soruşturma dosyasının akıbetinin sorulmasını talep ediyoruz. 59 tane boş kovan var. Kaleşnikofla ateş edilmiş. 20'sini Türkiye'ye göndermişler. Kıbrıs'taki bütün dosyanın fotokopisini istiyoruz. Görüntüler, mermi çekirdekleri, ne varsa hepsi gelsin. Bir olay yeri krokisini bile göndermemişler.
Dosyada deliller tam olarak toplanmamıştır. Kıbrıs'taki deliller doğrudan burayı ilgilendirmektedir. Rahmetliyle ilgili algılar oluşturulmaya çalışıldı. Bir tanesi (Sefat Peker) de çıktı onu hedefe koyan açıklamalar yaptı. Kıbrıs'ta yasadışı kumar diye bir şey yok. Rahmetli hakkında yasadışı kumardan yapılmış hiç bir işlem de yok. Kimsenin suçsuz yere mahkum olmasını istemem. Bu ailenin de böyle bir gayreti yok."
SAVCININ GÖRÜŞÜ VE ARA KARAR
Avukatların savunma ve taleplerinin ardından Cumhuriyet savcısı, tutuksuz sanık Metin Süs hakkındaki yurtdışı yasağının devamına, diğer sanıkların da tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti de tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddetti. Heyet, Kıbrıs'taki dosyanın bir örneğinin istenilmesine akıbetinin sorulmasına karar verip, duruşmayı 15 Aralık'a erteledi.