Değerli dostlarım Prof. Dr. Uğur Batı ve Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur, bu kez aşk, ilişkiler ve insan ruhunun derinlikleri üzerine bir kitap yazdılar.
Ruh Hassası adlı eser, henüz çok kısa süre önce çıkmış olsa da büyük ilgi gördü ve çok satıldı. İki profesöre merak ettiklerimi sordum.
- Kitabın girişinde termodinamik yasalarıyla aşk arasında bir paralellik kuruyorsunuz. Bilimin bu kadar soğuk ve net olduğu bir alanda, aşk gibi sıcak ve karmaşık bir duyguyu anlatmak size ne kattı?
- Harika bir soru! 'Bilim gibi soğuk bir şeyle aşk gibi sıcak bir duyguyu nasıl bağdaştırabiliriz?' sorusu aslında insan doğasının iki yönünü birleştiriyor: duygularımızı anlamak ve onları açıklamak. Bilimsel olarak aşk; biyolojik, kimyasal, psikolojik ve evrimsel düzlemlerde incelenebilir. Şunu unutmamak gerekir: Bilim aşkı analiz eder, küçültmez. Hatta aşkın neden bu kadar güçlü, yıkıcı ya da dönüştürücü olabileceğini daha iyi anlamamızı sağlar.
- Kitapta "Aşk, evrimsel bir zorunluluk mudur?" sorusunu tartışıyorsunuz. Modern toplumda bu evrimsel zorunluluk nasıl değişti ya da dönüşüyor sizce?

- Evrimsel olarak aşk, türümüzün varlığını sürdürmesi için çok önemliydi. Modern toplumda aşk, zorunluluktan çıkıp anlam, özgürlük, kimlik gibi soyut düzlemlere kaydı. Artık aşk, sadece çocuk yapmak ya da birlikte yaşamak için değil; 'biri tarafından gerçekten görülmek ve tamamlanmak' için isteniyor. Günümüzde aşk evrimsel ihtiyaçların ötesine geçmiş durumda.
- Aşka yüklenen anlamların çoğu zaman kültürel ve tarihsel bağlamlara göre değiştiğini söylüyorsunuz.
Peki aşk, gerçekten evrensel bir deneyim mi yoksa her coğrafyada başka bir hikâye mi?
- Toplumsal roller değişti. Eskiden aşk evliliğe, evlilik de ekonomik ve sosyal güvenceye bağlıydı.
Bugün birçok insan için evlilik zorunluluk değil, bir duygusal tercih. Aşk olmadan evlenmek giderek daha az kabul görüyor. Film, müzik, edebiyat gibi popüler kültür ürünleri aşkı dramatize ederek yüceltiyor. Bu da aşkın evrimsel değil, kültürel bir arzuya dönüşmesine neden oluyor.
- Kitapta aşkı 'bağımlılık, obsesyon ve mantıktan yoksunluk' gibi kavramlarla da açıklıyorsunuz. Bu tarif, aşkı yüceltmek yerine bir rahatsızlık gibi görme riskini taşımıyor mu?
- Aşk hem iyileştirici hem de yıkıcı olabilir. Sağlıklı aşk: Bağlılık, saygı, bireysel sınırlar ve gerçeklik temellidir. Sağlıksız aşk: Obsesif, bağımlı, idealize edici ve zarar vericidir. Tıpkı ateş gibi: Isıtır ama yakabilir.
- İletişim başlığı altında, insanların 'iletişim dirençleri'nden bahsediyorsunuz. Sizce aşk ve evlilik gibi ilişkilerde iletişimsizlik, sadakatsizlikten daha yıkıcı olabilir mi?
- Sadakatsizlik ilişkiyi yıkabilir ama iletişimsizlik onu içeriden çürütür. Sadakatsizlik tek bir darbeyle evi yıkabilir. Ama iletişimsiz- lik o evi her gün içten içe kemirir, ruhunu yok eder. Eğer iletişim sağlamsa, bazı çiftler sadakatsizliği bile atlatabilir. Ama iletişim yoksa, sadakatsizlik olmasa bile ilişki boğulur.

AŞK BAŞINI SEVGİ DÜNYAYI DÖNDÜRÜR
- Kitapta dikkat çeken bir başka yaklaşım da aşkın süresine dair: Aşkın doğası gereği belli bir süresi mi vardır, yoksa kalıcı aşk bir tür evrim midir?
- Kalıcı aşk diye bir şey olduğunu düşünmüyorum çünkü aşık olduğunuzda sıfır ile 100 arasındaki bir grafiğin 100 noktasındasınızdır. Hep 100 olarak devam eden hiçbir duygu yoktur. İki insanı aşk bitince bir arada tutan tek şey sevgi ve emektir. Unutmayalım ki aşk bittiğinde yerine gelecek duygu sevgiyse, sevgi aşktan üstündür. Çünkü aşk başınızı sevgi ise dünyaya döndürür.
- Kadın-erkek ilişkilerinde gerçek bir eşitlik sizce neye benzer?
- Eşit olmak için benzer olmak gerekmez. Kadın erkek eşitliğinde esas olan benzerlik değil imkanların her iki cinsiyeti benzer şekilde sunulması ve benzer sunulan imkanlardan benzer biçimde yararlanabilme süreçlerini gerektirir.
Eşit olmak için benzer ya da aynı olmak gerekmez tam tersine farklılıklar içinde büyümemiz gereken bir dünyada yaşadığımızın farkındalığı içinde birbirimizin farklılıklarından beslenmemiz gerekir.

BİR KİTAPLIK CEBİMDE: YAZIN DEĞİŞEN OKUMA KEYFİ
Yaz aylarının sıcak nefesi yüzümüzü okşarken, kitap okuma keyfimiz de deniz kenarındaki bir şezlonga ya da balkonun gölgesine taşınıyor. Ancak yazın getirdiği hareketlilik – tatiller, seyahatler, açık hava etkinlikleri – ve teknolojinin sunduğu kolaylıklar, kitapla kurduğumuz ilişkiyi de dönüştürüyor. Bu değişimin merkezindeyse artık e-kitap okuyucular var. Teknoloji dünyasının önde gelen firmalarından Rakuten Kobo'nun e-kitap okuyucularını Türkiye pazarı ile tanıştıran tek distribütör olarak D&R, bu dijital dönüşümün öncülerinden. Malum, e-kitap okuyucular son yıllarda hayatımın tam ortasına yerleşti. Özellikle seyahat ederken kitap seçme derdinden, çantada yer ayırma telaşından kurtarıyor. Suya, kuma, güneşe dayanıklı olmasıyla plaj çantasına atıp çıkmak mümkün. Güneşli havalarda yansıma yapmaması, saatlerce okurken göz yormaması, hele ki haftalarca şarj istememesi büyük kolaylık. Bir anda farklı türde kitaplara geçebilmek, altını çizdiğim yerleri kaydedebilmek, bir kelimeyi anında sözlükte görebilmek gibi detaylar da zamanla vazgeçilmez hâle geliyor. Çocuklar içinse işler biraz daha farklı. Cihazın teknolojik olması onları heyecanlandırıyor. Yazı tipini, satır aralığını kendine göre ayarlayıp kendi kütüphanesini kurabiliyor. Bilmedikleri kelimeleri dokunarak öğrenmeleri, okuduklarını daha iyi anlamalarını sağlıyor. Kitapla ilişkileri hem artıyor hem uzuyor. Üstelik bazı modellerde sadece kitap var, oyun ya da uygulama yok. Bu da ebeveynlerin içini rahatlatıyor. Okuma hâli değişiyor belki ama okuma sevgisi aynı kalıyor. Teknolojiyle iç içe ama kitaptan uzaklaşmadan. Belki biraz daha hafif, biraz daha pratik ama yine aynı derinlikte.
EN ÇOK OKUNANLAR
Bağırmayalım da Ne Yapalım? - Hatice Kübra Tongar
Yetişin Babalar-Doğumdan Ergenliğe – Selçuk Şirin
File Arkası / Düş Serisi - Mishelov
Şifacı Günceleri 1 - Natsu Hyuuga
Körlük - Jose Saramago
EN YENİLER
Hanasaki Sistemi-Anlam Dolu Uzun.. - Marcos Cartagena
Karıştırıcı - Lee Hee Young
Senbazuru - Bin Turna Felsefesi - Michael James Wong
Superman: Dünya - Dan Jurgens
Bir Nadir Kitapçının Talihsiz Serüveni - Olıver Darkshıre
ÇOK SATAN PLAKLAR
Mançoloji 1 – Barış Manço
Zahidem Gönül Dağı – Neşet Ertaş
Divamız Müzeyyen Senar – Müzeyyen Senar
Atatürk'ün Sevdiği Şarkılar – Ertan Sert
Hal Hal- Barış Manço