Aralık ayı geldiğinde dünya biraz yavaşlıyor. Günler kısalıyor, ışık erken çekiliyor, sesler azalıyor. Sokakta kar olsun ya da olmasın, içimize doğru bir mevsime giriyoruz. İşte tam da bu yüzden Aralık, benim için en çok okuma isteği uyandıran zaman. Kalın bir kazak, sıcak bir çay ve insanın içine işleyen kitaplar... Bu ayki yazımı hazırlarken "kış" kelimesini sadece bir mevsim olarak değil, bir ruh hâli olarak düşündüm. Soğuğun insanı kendine döndüren tarafını, karın sessizliğini, kapalı mekanlarda büyüyen iç monologları, kuzeyin sert ama büyüleyici atmosferini bir araya getirmek istedim. Dostoyevski'nin Petersburg soğuğundan İskandinav edebiyatının keskin havasına ve Anadolu'nun kasaba kışlarına uzanan bir seçki çıktı ortaya. Bu listede hem içimizi titreten klasiklere hem de karlı sokaklarda geçen çağdaş romanlara yer verdim. Polisiye sevenler için karanlık kış gerilimleri de var; melankoliden beslenenler için yalnızlık ve yabancılaşma anlatıları... Dışarıda kış sertliğini hissettirirken, içeride insanı sarmalayan, düşündüren, bazen de sessizce yaralayan kitaplar bunlar. Kimi zaman soğuğun içine yürümek, kimi zaman da kar dışarıdayken bir kitabın sıcaklığına sığınmak için. Şimdi sayfaları çevirelim; iyi okumalar...

Budala Fyodor Dostoyevski
Budala, St. Petersburg'un karlı ve kasvetli sokaklarında geçiyor. Prens Mışkin'in saf ve iyi niyetli kişiliği, çevresindeki insanların çıkar, hırs ve tutkularıyla sürekli çatışıyor. Dostoyevski kışı sadece fiziksel bir mevsim olarak kullanmıyor; soğuk, karakterlerin içsel yalnızlıklarını ve toplumsal çelişkileri vurgulayan bir atmosfer yaratıyor. Kış, Mışkin'in karşılaştığı ahlaki ve duygusal sınavları daha da belirgin hale getiriyor.
Kuyucaklı Yusuf Sabahattin Ali
Sabahattin Ali'nin Kuyucaklı Yusuf romanı, Anadolu kasabasındaki toplumsal yapıyı ve bireylerin kaderlerini konu alıyor. Yusuf'un yaşamı, çevresindeki insanların tutumları ve kasabanın geleneksel yapısı ile şekilleniyor. Roman, bireysel yalnızlık, aşk, ihanet ve toplumsal baskı temalarını derinlemesine işleyerek, karakterlerin ruhsal dünyasını ve yaşadıkları çatışmaları güçlü bir şekilde ortaya koyuyor.
Kardan Adam Jo Nesbo
Jo Nesbo'nun Kardan Adam romanı, Oslo'nun karlı sokaklarında geçen yoğun bir polisiye. Kar, sadece arka plan değil; cinayetlerin ve gerilimin içine işleyen bir unsur olarak kullanılıyor. Dedektif Harry Hole'un peşine düştüğü seri cinayetler, kışın kasvetli ve izole atmosferiyle birleşiyor. Soğuk hava, karakterlerin yalnızlığını ve şehri saran korkuyu daha belirgin hale getiriyor, böylece roman hem gerilim hem de kışın tekinsiz sessizliğini hissettiren bir anlatıya dönüşüyor.
Kış Günlüğü Paul Auster
Paul Auster'in Kış Günlüğü, yazarın kendi yaşamına, bedenine ve geçmişine dair samimi bir hesaplaşması. Zamanın geçişi, yaşlanmanın ve hafızanın kırılganlığı üzerine düşünceler kış mevsiminin sessiz ve durgun atmosferiyle destekleniyor. Kar ve soğuk, Auster'in içsel yolculuğunu ve kendini sorgulamasını okura hissettiren metaforlar olarak öne çıkıyor. Kitap, anı ve deneme arasında ilerleyen, dingin ama derin bir okuma sunuyor.
Smilla ve Karlar Peter Hoeg
Peter Hoeg'in romanında kar, hikâyenin merkezinde yer alıyor. Smilla'nın kar kristalleri konusundaki bilgisi, onu bir cinayeti çözmeye yönlendiriyor ve bu süreçte kimlik, aidiyet ve yalnızlık temaları ortaya çıkıyor. Kopenhag'ın gri ve soğuk havası ile Grönland'ın bembeyaz dünyası arasındaki geçiş, romanın hem gerilimini hem de büyüleyici atmosferini artırıyor. Kar, burada hem fiziksel hem de psikolojik bir mecra olarak kullanılıyor.
Kör Baykuş Sadık Hidayet
Kör Baykuş, bir adamın kendi iç dünyasında giderek derinleşen çöküşünü ve ruhsal yalnızlığını anlatıyor. Roman, tekrar eden imgeler ve bilinç akışı tekniğiyle karakterin zihnindeki takıntıları, suçluluk duygusunu ve karanlık düşüncelerini ortaya koyuyor. Hidayet, anlatıyı psikolojik gerilim ve melankoliyle örerek, okuyucuyu karakterin karmaşık iç dünyasına çekiyor.
İnsan Ne İle Yaşar Lev Tolstoy
Tolstoy'un kısa öyküleri, insanın iyilik, merhamet ve yaşamın anlamı üzerine düşündürür. Her hikâye, basit ama derin bir anlatımla, karakterlerin seçimleri ve karşılaştıkları durumlar üzerinden evrensel değerleri sorgulatır. Kitap, okuyucuya sakin ve meditasyonvari bir okuma deneyimi sunar, insan ruhunun temel duygularını ve vicdanını ön plana çıkarır.