FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde şehit düşen özel harekât polisi Ahmet Çakır, göreve gitmek üzere evinden ayrıldığında henüz kucağına bile alamadığı prematüre bebeğini ardında bıraktı. O gece Gölbaşı Özel Harekât Daire Başkanlığı'na düzenlenen ilk saldırıdan kurtuldu ancak ikinci bombalı saldırıda şehit düştü. Evliliğinin birinci yıl dönümüne üç gün kala, 18 Temmuz'da memleketi Gaziantep'te toprağa verildi.
ANNESİ: HEM EVLAT HEM YOLDAŞTI
Evlatlarının adını yaşatmak için evlerinin bir köşesini şehit oğullarının fotoğrafları ve kişisel eşyalarıyla donatan Çakır ailesi, 26 yaşında şehit olan Ahmet Çakır'ın hatırasıyla teselli bulmaya çalışıyor. Oğlunu "hem evlat hem yoldaş" diye tanımlayan anne Asiye Çakır, duygularını şu sözlerle anlattı: "Ahmedim 26 yaşındaydı, artık hep öyle kalacak. Yeni evliydi, çocuğu erken doğdu, kucağına bile alamadan göreve koştu. 'Bebek yaşamaz' denildi ama ben ona 'Her şerde bir hayır var' demiştim. Görev aşkı o kadar yüksekti ki ne düğün izni kullandı ne de nikâh izni. Oğlumun acısı içimi yaktı ama onun şerefiyle şehit olması beni ayakta tutuyor."
Ahmet Çakır, darbe girişimi gecesi göreve çağrıldığında yeni doğum yapan eşinden helallik alıp annesini aradı ve "Eşim ve çocuğum size emanet" diyerek vedalaştı. Gölbaşı'ndaki ikinci saldırıda şehit düşen Çakır'ın prematüre doğan bebeği, 2,5 yıl süren tedavi sürecinin ardından yaşamını yitirdi. Anne Asiye Çakır, bu ikinci kaybın da kendilerini derinden sarstığını söyleyerek şunları kaydetti: "Sanki torunum, oğlum evladını görsün diye erken doğdu. Yaşamasına ihtimal vermiyorlardı ama 2,5 yıl bizim sabır kaynağımız oldu. Sonra o da melek olup babasının yanına gitti. İkisinin de yeri cennet."
"VATANI İÇİN CAN VERMEYE HAZIRDIM DERDİ"
Şehidin babası Şahin Çakır ise oğlunun özel harekâtçı olmayı küçük yaşlardan beri istediğini belirterek şunları söyledi: "İlk görev yeri Ordu'ydu, sonra Şırnak, Diyarbakır, Kobani gibi birçok yerde görev yaptı. En son Ankara Özel Harekât'ta çalışıyordu. Üniformasını çok severdi. 'Bu toprak için can vermeye her zaman hazırım' derdi. Her göreve gönüllü giderdi. Vatanına, bayrağına, toprağına sevdalıydı. Oğlum bu ülke bölünmesin diye mücadele ederken şehit oldu. Onunla gurur duyuyorum."