Modellik yapmak isteyen yurtdışına gitmeli
- Çağatay Ulusoy'un bu noktalara geleceğini tahmin ediyor muydunuz?
- Evet. İlk gördüğüm günden itibaren. Daha da büyüyecek. Türkiye'de bunun eğitimini almış birçok oyuncu var, ama aklınızda kalan iki-üç isim. Çağatay bunlardan biri artık. O hedefle çalıştık zaten.
- Hâlâ sözünüzü dinliyor mu?
- Biz diğer ajanslar gibi değiliz. Her şeyi paylaşıyoruz. Para değil ana konumuz.
- İlişkiniz var diyenler oldu...
- Türkiye'de böyle. Yan yana olunca böyle düşünüyorlar.
- Şimdi Furkan Palalı için aynı şey konuşuluyor...
- Furkan'ın yaşı, Çağatay'dan daha büyük. Furkan'la bir buçuk senedir Best Model'a hazırlandık. Daha çok birlikte görüyorlar bizi. Normal bu haberler. Bir başka ajanstan bana yönlendirdiler Furkan'ı. Kapıdan ilk girdiğinde Çağatay'da gördüğüm ışığı gördüm onda. Üniversitede tiyatroya başlamış. Best Model birincisi olup, tiyatroda başrol oynamaya başladı. Best Model'a ilk kez bir oyuncu girdi ve birinci oldu. Bir buçuk yıl, haftanın beş günü spor yaptı. Oyuncu koçuyla çalıştı. Alabileceği ne eğitim varsa aldı. Kızlar hiç hazırlanmıyor. Kızların hiçbiri kendine önem vermiyor. Kızların Türkiye'de ünlenmesi daha kolay, belki o yüzdendir.
- Nasıl yani...
- Türkiye'de birinin sevgilisi olarak adın çıkarsa, seksi poz verirsen, magazine girersin. Erkeğin öyle bir şansı yok. Erkek birinin sevgilisi olsa, iki gün konuşulur, unutulur. Soyunsa bir önemi yok. Erkeğin kendini başarısıyla ispatlaması gerekiyor.
- Herkes oyuncu olma derdinde, neden kimse modellik yapmak istemiyor?
- Senede kaç defile var Türkiye'de? Katalog çekimlerinden mankenler ne kazanıyor? Hangi model hayatını devam ettirebilir Türkiye'de? İstanbul Moda Haftası düzenlendi; erkek modele defile başına 400 TL veriyorlar. Yabancılara daha yüksek. Defile sayısı az zaten. Modellik yapmak isteyen, yurtdışına gitmeli. Yurtdışındaki ajanslara fotoğraflarını göndermeli, oradaki defileleri takip etmeli. Şartlar böyle zor olunca herkes oyuncu olmak istiyor.
Furkan palalı'yla aralarında bir şey var mı?
- Çevreniz geniş. Furkan ve Çağatay'la tanışmak isteyenleri nasıl karşılıyorsunuz?
- O konuda çok katıyım. Karşındakine o sıcaklığı vermezsen, soramıyorlar. Sorduklarında konuyu değiştirirsen sorun çıkmıyor. Tabii ki tanışmak isteyenler oluyor. Furkan ve Çagatay konusunda çok hassasım. Onlar benim meleklerim.
- Ahlaksız teklifler geliyor mu Çağatay ve Furkan'a?
- Ahlaksız ve seviyesiz hiçbir konuşmada yokum. Cümlenin başından kapattırıyorum. Böyle teklifler geliyor tabii. Onlarla da böyle bu muhabbetimiz yok zaten. Bizim paraya ihtiyacımız yok, seviyesiz hiçbir şeye ihtiyacımız yok. İkisinin de yolu çok açık. Ama ikisine de böyle teklif çok geliyor. Çağatay'la sokakta yürüyemiyoruz, düşünün.
- Kadınlarla mı çalışmak kolay, erkeklerle mi?
- Erkeklerle. Erkekler özel hayatlarında daha dikkatli. Kendilerine daha iyi bakıyorlar. Kolay yolu seçmiyorlar hiçbir şekilde. Kapris yapmıyorlar. Kızlarla ise bir hafta çalışıyorsun, ikinci hafta bir pürüz çıkabiliyor. Bana uymayan bir dekolte giyebiliyor. Çalışanlarımın çıplaklığıyla ön plana çıkmasını sevmiyorum.
- Furkan Palalı ile aranızda bir şey yok mu?
- Yok. Bir yola çıktık ve başarılı olmak için bunlardan uzak olması gerekiyor.
- Sex and the City dizisindeki Samantha da bir modelin menajeri; sevgililer ama saklıyorlar iş icabı... Böyle bir durum olmasın sakın?
- Çok büyük konuşmuyorum, sonuçta insan hayatında aşkı, sevgiyi, doğru kişiyi arıyor. Doğru kişi bir gün öyle çıkabilir.
İki yakışıklı adamla çalıştığım için kimseleri beğenemiyorum
- Bu kadar hoş adamın arasında olunca, beğeni skalanız yükselmiştir sanırım...
- Evet. Kimseyi beğenemiyorum. Çok kötü bir durum. Bir tek yakışıklı değiller, iyiler. Pırlanta gibi. Tanıştığım birinde hem tip, hem karakter arıyorum. Çağatay ve Furkan yaş olarak küçük oldukları için şen şakraklar, bu yüzden sürekli gülen birini arıyorum. Eee yok.
- Hayatınızda kimse yok mu?
- Yok. Hayatımda en çok istediğim şey çocuk yapmak, doğru eşi bulamadım. Çağatay ve Furkan'ın hayali oyunculuksa, benimki çocuk. Müzik sektöründen bulamam. Oyuncu olur mu, bilmiyorum? İnsanlardan biraz da soyutladım kendimi. Benim 36 kedim, beş köpeğim, üç kaplumbağam var. Bana kalsa maymun falan da alacağım.
- Evin içinde mi hepsi?
- Evin iki katı onların. Misafir gelemiyor eve. Camla ayırdık misafirin geldiği alanı. Evi hayvanlara göre düzenledik. Pahalı mobilya almıyoruz. Hayatıma girecek kişinin de hayvan seviyor olması şart. Kediyi köpeği yatak odasına alabilmeli. Sevdikten sonra koşup elini yıkayacak biri olmamalı. Bir erkek arkadaşım eve gelip köpeğimi öpünce 'Hah tamam,' diyorum. Benden önce köpeğimi öpmesi gerekir! (gülüyor)