Esnafı bu iftar organizasyonu için bir araya getiren ve her gün 300 kişinin karnının doymasını sağlayan Katip Kasım Camii imamı Muammer Aksoy'u böyle bir sofra kurmaya iten şey 2005 yılında şahit olduğu bir olay olmuş. "Ramazan ayında akşam namazından sonra camiden çıkınca şadırvanda yaşlı bir mülteci gördüm. Elinde yarım ekmek vardı. Ekmeğini ısırıyor, onu yutmak içinse avucuyla çeşmeden su içiyordu. Bu beni çok üzdü. İçim cız etti. Aklıma böyle bir iftar tertip etmek geldi. Cuma vaazında söyledim ve cemaat de ilgi gösterince, organize ettik. Hiç sekteye uğramadan her akşam 300 kişiye iftar veriyoruz. Soframız herkese açık. İnançlı, inançsız, sarhoş, esrar kullanan, Hıristiyan, Müslüman herkes geliyor" diyor. Mülteciler yanında Türk vatandaşlarının da eksik olmadığı iftar sofrasının ihalesini de vaazdan duyuran imam, "Burada yemek verecek şirketi ihale usulü ile belirliyoruz. Vaazda 'İftar için kapalı zarf usulü tekliflerinizi verin' diyorum. O zarflar açılırken izne ayrılıyorum ben de. Değerlendirmesini arkadaşlara bırakıyorum" diyor. Muammer Aksoy, "Bazen yoğunluktan yemeğin yetmediği de oluyor. Masaya sığmayanlar ise yere oturup yemeklerini yiyorlar. Hepsi gariban. Onlarla iftar açmak, paylaşmak ve kardeşlik hukukunu tesis etmek çok hoş bir duygu" görüşünü dillendiriyor. Ülkelerinden uzakta yüzlerce insanı bu cami avlusunda buluşturan iftar sofrasında konaklayanlar kendilerini adeta evlerinde gibi hissettiklerini söylüyor. Bu örnek uygulama hemen üst caddeki bir camide de başlamış olsa da mülteciler yine burayı tercih ediyorlar. Onlardan birisi de Afganistan'dan bir yıl önce iş bulmak için Türkiye'ye gelen Hüseyin Davut Rezai. İnşaat işinde çalışan ve bir göz odada 10 kişiyle birlikte kalan Rezai iki yıldır her akşam iftarını burada açıyor. "Bu sofrada yabancılık çekmiyorum. Burası evim gibi. Ailemden uzakta olmanın acısını bu sofra dindiriyor ve yemekler de çok leziz" diyen Afganlı Hüseyin'in söylediklerini Pakistanlı Ali Reza da teyit ediyor. Beş yıldan bu yana çantacılık işi yapan bir atölyede çalışan Ali Reza bu iftar sofrasının müdavimlerinden. Aylık 800 lira maaş alan, 100 lirasını kiraya veren Ali Reza "Her Ramazan'da iftarımı burada açıyorum. Ortam çok güzel. Evde beş Pakistanlı birlikte kalıyoruz. Onların da mesaisi uyarsa buraya gelirler. Burası farklı bir sofra" diyor gülümseyerek. İftar sofrasının konukları arasında bulunan ve yakındaki bir yurtta kalan finans öğrencisi Hataylı Mehmet Emin de buradaki renklilik ve çeşitliliğin güzel olduğunu ve bütün insanların kardeş olduğunu hissettiğini ifade ediyor. Tabii bunun yanında parası olmayıp da burada iftar açmak zorunda kalanlar da yok değil. İflas etiği ve işsiz kaldığı için bir haftadan bu yana burada iftar açan Adem Doğan, eve para götüremediği için bir pansiyonda kaldığını ve akşamları da mecburen burada yediğini anlatıyor hüzünle.
YA RAMAZAN'DAN SONRA