Manga'nın solisti Ferman Akgül, ve eşi Bettina Kuperman sadece özel hayatı değil, iş hayatını da paylaşan bir çift. Birlikte kurdukları plak şirketinde hayalini kurdukları projeleri hayata geçirmek için çalışıyorlar. Bu hayallerden biri Akgül'ün solo albüm projesiydi. İçimde Yürüyorum iki gün önce çıktı. Şimdi sırada başka projeler de var. Bu projeleri konuşmak için çiftle, şehrin dışında, doğanın içinde yer alan yeni evlerinde bir araya geldik. Güne çiftin iki yaşındaki oğulları Aaron'un gülümsemesiyle başlamak bize çok iyi geldi.
Ferman Akgül'ün müzik kariyerini zaten yakından takip ediyoruz. Ama Bettina Kuperman'dan da bahsetmek gerekiyor. Danimarka vatandaşı olan Kuperman, Kopenhag Üniversitesi'nde hukuk yüksek lisansı yapmış, spor ve eğlence sektöründe stratejik planlama, iletişim ve marka geliştirilmesi alanlarında uzman. Bugüne kadar birçok ülkede çalışmış. 2009 yılından bu yana Türkiye'de bulunuyor. Esprili, güçlü bir kadın. Ve en önemlisi bir Türkiye aşığı...
- Birlikte çalışmak keyifli mi?
- Bettina: Müdürün ben olmama izin verdiği sürece sorun yok.
- Ferman: Kararları Bettina verince sıkıntı kalmıyor yani.
- Peki buna ne kadar gönüllüsünüz?
- F: Artık olmaya başladım. Evli olup hem de birlikte çalışmak kolay değil. Biz birbirimize yeterli boşluğu da bırakıyoruz. Birbirimizi daraltmıyoruz.
- B: Bu konuda çok düşündük. Birlikte çalışmak bizim için net ve bilinçli bir karar oldu. Çünkü ikimizin de arkasında uzun bir kariyer var. Ve şunu gördük ki gerçekten bir şey inşa etmek istiyorsak, üstelik ikinci çocuğumuz da yoldayken, kontrol bizde olmalıydı. Sizinle aynı vizyona sahip insanları bulmak çok da kolay olmuyor çünkü.
- Nasıl tanıştınız?
- F: Kilyos'ta Burç Beach'te tanıştık. Bir parti vardı. Bunalım zamanlarımdı. Partiyi düzenleyen Kerem Abi (Mutlu) o dönem beni sürekli dışarı çıkarmaya çalışıyordu, onun zorlamasıyla gittim. Bettina da arkadaşlarının ısrarıyla gelmiş. Beni partideki yerel müzisyenlerden biri sandı. Hava atmaya çalışsam da başaramadım. "Eurovision'a gittik" diyorum "Türkiye seçmelerine mi?" diyor.
- B: "Gerçek işin ne?" diye soruyordum. Sahnede bir cover grubu vardı. Ferman sahneye çıktı ama kendi şarkısının sözlerini hatırlayamadı. O gün, kim olduğunu bilmediğim gibi kim olduğuna ikna da olmadım.
- F: Hava atamadığım tek kadın Bettina oldu.
- Kısa bir süre sonra da evlendiniz değil mi?
- F: Tanıştıktan bir buçuk yıl sonra evlendik.
- B: Ailemle tanışmadan evlilik teklif etti. Yüzüğü taktı. Akıllı hareket! Şimdi ikinci çocuğumuz yolda...
- İlk bebek haberini nasıl almıştınız?
- B: İlki için neredeyse bir yıl bekledik. Ankara'ya bir düğüne gitmiştik. Orada biraz hasta hissettim kendimi. Eve geldiğimde testi yaptım. Pozitif çıktı. Ama çok endişelendik, heyecanlandık. Şimdi ne yapacağız diye... İkinci hamilelik biraz sürpriz oldu. Planlamamıştık ama ikimiz de mutluyuz.
- Ferman evde nasıl?
- B: Normal bir hayatımız, rutinimiz var. Ferman iyi bir aile babası. Tamirat işlerinden anlıyor. Yemek yaparken yardım etmeyi seviyor. Birlikte iyi bir takımız. Desteğini hissediyorum. Birçok şeyi birlikte yapıyoruz. Zaten yapmasa başı derde girebilir. (Gülüyor.)
- F: Evde bildiğin pijamalıyım. O pijamaları birileri görse bütün rockstar havam bitebilir. İşin şakası bir yana ev hayatını, evin kalabalık olmasını seviyorum. Şehirden uzak, denize yakın olmak hoşumuza gidiyor. Yaz gelsin Aaron'u denize götürelim diye bekliyoruz.
TÜRKİYE FARKLI AMA TANINAN BİR KÜLTÜRE SAHİP
- Şirketinizin artık yeni hedefleri de var değil mi?
- F: İlk başta Türkiye'de albüm yapmak isteyen gençler için bir kapı olmasıydı amaç. Ama zamanla gelişmeler yaşandı. Vizyonunu büyütme kararı aldık.
- B: Ferman yeni yetenekler ve müzik prodüksiyonu alanında çalışırken ben de daha çok marka geliştirme, promosyon, halkla ilişkiler ve yönetime odaklanacağım. Bizi en çok heyecanlandıran hayata geçireceğimiz etkinlikler. Dünyanın en büyük canlı müzik yarışmasının haklarını satın aldık. 40'a yakın ülkede düzenleniyor. Bu yıl Türkiye'de de düzenleyeceğiz. Türkiye birincisi uluslararası finale katılma hakkı kazanacak. Eurovision'dan daha büyük bir yarışma, çünkü Tayland'dan Avustralya'ya dünya çapında düzenleniyor. Bir de yazın akustik festival düzenleyeceğiz.
- Yurt dışına yönelik çalışmalar da olacak mı?
- B: Her zaman şunu merak etmişimdir: Neden yurt dışında insanlar Türk müziği hakkında daha fazla bilgi sahibi değiller? Türk dizileri en popüler ihraç ürünümüz haline geldi. Ama müzikte aynı başarıyı gösteremiyoruz. Eğer hikayelere, oyunculara bu kadar ilgi varsa dizilerin müziklerine de ilgi olmalı diye düşünüyorum. Türk müziği yurt dışında yine Türklere pazarlanıyor. Oysa dünya müziğinde, yeni kültürlere açık olmak son dönemin yükselen trendi. Türk müziği de bu trende tamamen uyuyor. Farklı ama bir yandan da tanınmış bir kültüre sahip. Romanya'dan çıkmış berbat bir pop şarkısının Avrupa'da her yerde çalındığını gördüğümde "Hadi ama, Türkiye'de bunun çok daha iyileri yapılıyor" diyerek çileden çıkıyorum.
- F: Bettina anlatmayı sevmez ama basketbol federasyonunun bugün geldiği noktada büyük emeği var. Beş yıl orada çalıştı. Ve orada çalışırken de Türkiye'nin tanıtımı daha iyi nasıl yapılır üzerine kafa yoruyordu.
KENDİMİ BURADA GÜVENDE HİSSEDİYORUM
- Bettina uzun süredir burada yaşıyor ama bir yabancı gözüyle olaylara bakabilmesi önemli değil mi?
- F: Her şeyi son derece objektif görebiliyor. Yaşadıklarımız konusunda da böyle. Bazen en kötüsü bizim ülkemizde oluyor gibi karamsarlığa düşüyoruz ya o bu konuda beni de, fikirlerimi de çok değiştiriyor. Hamileliği döneminde istiyorsan Danimarka'ya gidelim, yurt dışında doğum yap dediğimde itiraz etti. "Türkiye sağlık konusunda çok ileride ve müthiş" diyor.
- B: İnsanlar yurt dışını fazla bilmiyorlar. Bu yüzden burayı kolayca eleştiriyorlar. Danimarka'dan İsviçre'ye farklı ülkelerde yaşadım. Burası en iyisi. Sağlık sektörü örneğin. Kendimi burada güvende hissediyorum. Doktorlar çok iyi eğitim görmüş. Batı Avrupa'dan daha iyi şartlarda yaşıyorum burada.
- Burada olmaktan mutlusunuz o zaman?
- B: Bu konuda da Ferman'la çok konuşuyoruz. Hayat konusunda pozitif olmak gerekiyor. Bulunduğun yer burası, hayatını şekillendirmen gereken yer burası ve mutluluğunu yaratacağın yer de burası. Çimenler diğer tarafta daha yeşil değil. Her yerde aynı mücadele var. Sadece problemler farklı olabiliyor. Türkiye'de sorun yaşandığında insanların moralini bozması çok kolay. Başkalarını suçlamanın hiç yararı yok. Kendi hayatından, mutluluğundan sen sorumlusun.
ANADOLU'YU DOLAŞMAK BENİ ÜLKEME BAĞLIYOR
- İlk solo albümünüz Yürüyorum İçimde çıktı. Bu albümün sizin için anlamı nedir?
- Manga kurulduğundan beri kendimle baş başa kalıp kendi kararlarımı verdiğim bir çalışmam olmadığını fark ettim. Bu albümün böyle bir anlamı var. Başında ben durdum, ben yönettim. Müzikal kararları ben aldım. O açıdan çok zevkliydi. Eğrisiyle doğrusuyla 'oh' diyorum. Bu albüm tamamen Ferman.
- Manga albümlerinden farklı bir albüm. Buna özellikle dikkat ettiniz mi?
- İster istemez dikkat ettim farklı olmasına. Albümü yaparken Manga için de şarkılar ayırdım. Zaten bu albüm biter bitmez o şarkılarla stüdyoya girdik.
- Albümle aynı adı taşıyan çıkış parçası Yürüyorum İçimde hemen sevildi. Sizce neden?
- Çok sıcak buldu herkes. Ben de o duyguyla yaptım. Duygularımı doğru anlatabildiğime sevindim. Sözleri aynı zamanda akrabam olan şair Şevki Dinçal'a ait. Bu yüzden aile içinde de çok büyük bir coşkuyla karşılandı. Şarkıdaki sadeliği klipte de korumaya çalıştık.
- Albümde Ankaralı grup Metropolis'in bir şarkısı var: Her Cennet. Bu şarkıyı seçmenizin özel bir nedeni var mı?
- Metropolis'i Ankaralı herkes çok iyi bilir. Grubun konseri olduğu zaman kapıda kuyruğa girerdik. Her Cennet'i seçmemin nedeni grubun en sevdiğim şarkısı olması. Bir de bu benim Ankara'ya ve Metropolis'e vefa borcumu ödeme yolum oldu. Çünkü Metropolis Manga'yı ilk kez sahneye çıkaran gruptur. Hiç albümümüz yokken üstelik.
- Albümle ilgili planlar nedir?
- Anadolu'yu tekrar dolaşmak en büyük hayalim.
- Anadolu'da olmayı çok da seviyorsunuz değil mi?
- Çok seviyorum. Televizyon programı olsun, albüm olsun hep bir bahane yaratıyorum. Anadolu'da insanlarla köylerde, kahvelerde oturmak beni çok mutlu ediyor. Ülkeme de bağlıyor. Bu albümü tanıtmak için yine yollara düşmek istiyorum. 24 Nisan'da bir başlangıç yapacağız. Bettina ile yola çıkacağız. Beş ilde söyleşiler, imza günleri, mini akustik konserler gerçekleştireceğiz. Belki sonra devamı da gelir.