İyiye ve doğru olana dair her şey, güzel ahlakın bir yansıması olabilir. Hiç şüphesiz ki ahlak en ilkel toplumlardan en medeni milletlere kadar herkesin ihtiyaç duyduğu bir olgudur. İslam literatürü içerisinde ise ahlak kavramının apayrı bir yeri vardır. Zira müslümanın en önemli vasfı güzel ahlakla donanmış olmasıdır. Hepimizin zihninde güzel ahlaka dair bir şeyler canlanır. Ve yine güzel ahlak nedir? Bu soruya hepimizin vereceği cevaplar vardır. Ve bu cevaplar üç aşağı beş yukarı bellidir.
Yeşilay Başkanı Mehmet Dinç'in kaleme aldığı ve Muhit Kitap imzasıyla çıkan Güzel Ahlak isimli eser, alışılagelmiş söylemlerin dışında çok daha düşündürücü şeyler söylüyor. Sohbet havasında yazılmış olması, konuyla ilgili verilen örnekler yapılan atıflar ve entelektüel bir zihinden çıktığı belli olan çıkarımlar, size çok sarsıcı bir vicdan muhasebesi yaşatıyor. Aynı zamanda Yeşilay gibi mümtaz bir kuruluşumuzun da başkanlık görevini yürüten Dinç ile çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

- Kaleme alınan her eserin bir motivasyon kaynağı vardır? Sizin bu eseri kaleme alırken çıkış noktanız neydi?
- Bir ikilimle karşı karşıyayız. Modern dünyanın şekillendirdiği bir hayat tarzı var. Bu hayat tarzı insanların kadim ihtiyaçlarına cevap vermiyor. Tüketim ekonomisi odaklı hayat tarzı, insanların sevgi ihtiyacını, ilgi ihtiyacını, iletişim ihtiyacını karşılamıyor. Kafa karışıklığı yaşıyor insanlık. Benim temel derdim, hayatı içimize sinecek bir şekilde, doğru olduğuna inandığımız şekilde nasıl yaşarız ve bu konuda neler söyleyebiliriz gibi bir derdim var. Güzel Ahlak'ı da yazarken bunu önceledim. Çünkü bir ahlak krizi yaşıyor insanlık.
ÖTEKİNİN VARLIĞINI KABULLENMELİ
- Sizce ahlak nedir? Nasıl tanımlamalıyız?
- Ahlak en temelde diğerinin varlığını kabullenmektir. Ahlakın kökeni fıtrat ile aynıdır. İnsan doğru bir şey yaptığında en çok kendi mutlu olur. Yanlış bir şey yaptığında en çok kendi mutsuz olur. Kendimiz için en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, güzel ahlak meselesidir. Bu nedenle de bu çalışmayı yapmak istedim. Ortaya da bu eser çıktı.
- Kitabı okuduğunuzda ahlakın aslında bize öğretilenden çok daha fazlası olduğunu fark ediyorsunuz... Bir diğer amacınızda bu farkındalığı oluşturmaktı herhalde öyle değil mi?

- Ahlak, bir peçeteyi kullanırken bile israf etmeden kullanmaktır. Bir ölçü sahibi olmaktır. Bu zor bir şey mi? Esasında değil. Zira bu içimizde var olan sisteme uygun bir davranıştır. İnsan tiyatro oynar gibi ahlaklı davranamaz. Bu insanı çok yorar. Ahlakı sindirmiş bir insan, rol yapmayan bir insandır. Her haliyle kendi doğasına göre hareket eder. Rol yapmadığı için yorulmaz. Ahlak kamera olmasa da, polis olmasa da doğru davranmaktır. İnsan en temelde kendine hesap verir çünkü. Çünkü içimizde vicdan diye bir rehber var.
- Eser sohbet havasında yazılmış. Kendini kolaylıklar okutuyor. Ve keyif alıyorsunuz. İlk satırdan itibaren fark ettiğim buydu...
- Bilgi gider, hikaye kalır. Ben kitabı yazarken kolay okunmasını ve insanların aklında kalmasını önceledim. Benim derdim insanların hayatına dokunan, hakikaten bir işe yarayacağını düşündüğüm. İnsanların adaptasyon problemi var.
AHLAK PUSULAYI ŞAŞIRMAMAKTIR
- Kitaptan devam edersek, vicdan ve ahlak arasındaki bağa değinebilir miyiz?
- Bana göre ahlak bir insanın yaratılışına uygun davranmasıdır. İnsanın özünde neyin doğru olduğuyla alakalı ve adına vicdan dediğimiz bir rehber vardır. Bu rehberin sesini kestiğimiz an yanlış şeyler yapıyoruz. Ahlak, içimizde taşıdığımız pusulayı şaşırmadan kullanabilme becerisidir. Ve tabiatın da hakkını gözetmektir. Evrendeki her şeyle ilişkimiz var. Bu ilişkinin de hukukunu gözetmek zorundayız.

- Bugün küresel bir sorun haline gelen öfke patlaması ile karşı karşıyayız. Bütün dünyanın problemi. Özellikle gençlerde bu görülüyor. Sizce bunun nedeni nedir?
- Modern dünyada bir gencin ne kadar hareket etme imkanı var? Evde koşsa aşağı daire rahatsız oluyor. Bağırsa, yukardaki rahatsız oluyor. Okulda koşsa ceza yiyor. Çocuğun hayatı evde geçiyor. Sokak yok. Gençliğin sürekli enerjisi var. İnsanlarda enerjileri açığa çıkarma mahrumiyeti var. Bu da öfkeye dönmüş. Tahammül kelimesi hamal kelimesi ile aynı kökten gelir. Bu da taşımak demektir. Tahammülüm kalmadı demek, taşıyacak gücüm kalmadı demektir. Gençler enerjiyi bir yük olarak taşıyor. Öfkenin en büyük nedeni, enerjiyi açığa çıkartacak ihtiyaçları doğal olarak karşılayacak zeminin kaybolması.
BAĞIMLILIK SUÇU TETİKLER
- Yeşilay'ın faaliyetleri hakkında da konuşmak isteriz. Bağımlılık özelinde neler söylemek istersiniz?
- Bir insanın kendine yapacağı en büyük kötülük bağımlı olmaktır. Sadece kendine değil topluma da verir. Hemen hemen bütün suçların bağımlılıkla ilgisi vardır. Alkol, sigara, kumar, uyuşturucu ve internet ile ilgili bağımlılıkla mücadele çalışmalarımız sürüyor. Üç aşamalı bir çalışma yürütüyoruz. Her yıl 10 milyon öğrenciye bağımlılıkla ilgili eğitim veriyoruz. Bağımlılarla ilgili terapi programları uyguluyoruz. 178 üniversitede Yeşilay kulüplerimiz var. Türkiye'nin her yerindeki şubemizle bilinçlendirme çalışmaları yapıyoruz. Ücretsiz rehabilitasyon çalışmaları yapıyoruz.
CİNAYETLERDE YÜZDE 50 AZALMA
"Biz toplumu çalışıyoruz. Yapay bir yönlendirme de var. Kötüye gitme gibi bir durum yok. Cinayetler son 10 yılda yüzde 50 azalmış. Vatandaşa sorsanız, farklı düşünür. Oysa gerçek bu. Hırsızlık sayılarında inanılmaz bir azalma var. Oysa bizim algımız farklı yönde. Çünkü bize böyle mesaj en- enjekte ediliyor. İnsanlarda karşı tarafın jekte kötü olduğu yönünde zihinsel bir alt yapı oluşturuluyor. Bu çok ciddi bir toplum mühendisliği. İnsanlar kendini korumak zorunda hissediyor."
RAKAMLARLA YEŞİLAY'A BAKIŞ
Bağımlılık önleyici çalışmalar kapsamında yürütülen "Türkiye Bağımlılıklarla Mücadele Eğitim Programı (TBM)" kapsamında şimdiye kadar 3 milyon yetişkine ve 10 milyon öğrenciye bağımlılıkla mücadele eğitimi verildi. Türkiye'nin dört bir yanındaki ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Yeşilay Danışmanlık Merkezleri, 105 merkeziyle bağımlılıkla mücadele eden bireylere ücretsiz ve gizlilik esasına dayalı psikososyal destek sunuyor. 3 BİN
414 LİSANSLI SPORCU
2024 sonu itibarıyla Türkiye genelinde 110 kulübe ulaşan Yeşilay Spor Kulübü, 78 ilde 107 aktif kulübüyle faaliyet göstermektedir. Kulüpler bünyesinde toplam 3414 lisanslı sporcu bulunmaktadır.