Osmanlı'da eğitimin döneminin çok gerisinde kaldığı iddiaları hep dile getirilir. Ancak tarihi vesikalar, Osmanlı'da eğitim sisteminin temellerinin çok farkılılık ve ufuk açıcı olduğunu gösteriyor. Sıbyan mektepleri, mesleki eğitim veren localar, medreseler ve devlete yönetici yetiştiren enderun mektepleri Osmanlı'nın güçlü bir eğitim alt yapısının olduğu ortaya çıkıyor.
TEMEL EĞİTİM DE VARDI, MESLEK EĞİTİMİ DE...
Osmanlı İmparatorluğu'yla ilgili sürekli gündeme getirilen konulardan biri eğitim sisteminin yetersiz olduğu yönünde... Oysa halkın eğitimi için mahalle aralarındaki mekteplerden, devletin yönetici kadrosunu oluşturan enderun okullarına kadar geniş bir yelpazede eğitim veren kurumlar, daha ilkokuldan itibaren ciddi bir müfredat sunuyordu. Osmanlı'da eğitim hangi paradigmalar üzerine temellendiriyordu ona eğileceğiz. Mahallelerde eğitim veren sıbyan mekteplerinin müfredatından, doktor ve asker yetiştiren üst düzey kurumların kalitesine uzanan konulara göz atacağız.
YÖNETİCİLER YETİŞTİRİLDİ
Gelelim sıklıkla dillendirilen Enderun eğitim modeline. Enderun halkın gittiği bir okul değildi. Osmanlı'nın bütünüyle öğrencinin istidadına dayalı olarak, kendi yöneticisini yetiştirdiği okullardı. Özetle devletin yönetici ihtiyacını karşılamak için kurulmuş özel bir eğitim sistemiydi. Eğitim disiplinliydi, uzun solukluydu, sınavla değil, gözlemle ilerliyordu, Osmanlı, yönetici yetiştirmeyi rastlantıya bırakmıyordu. O nedenledir ki çok uzun yıllar dünyaya nizam verdi. İstikamet çizdi.
HANGİ OKULLAR AÇILDI?
Osmanlı dönemin şartlarına uyarak, kendi eğitim sistemini de reforma tabi tutmasını hep bildi. Şartlar neyi gerektiriyorsa, eğitimini de ona göre şekillendirmekten çekinmedi. İhtiyaca göre açılan okullardan yetişen birçok isim Cumhuriyetin ilk kadrolarını da oluşturdu.

Mekteb-i Tıbbiye: Doktor yetiştirildi

Mekteb-i Harbiye: Subay yetiştirdi

Mekteb-i Mülkiye: Kaymakam, vali, bürokrat yetiştirdi

Darülmuallimin: Öğretmen ihtiyacını karşıladı
KİŞİYE ÖZEL EĞİTİM
Osmanlı eğitim sistemi tek tip değildi. Devlet, herkesi aynı kalıba sokmak yerine, bireyin yeteneğine göre yönlendirilmesini esas alan bir model kurmuştu. Bugün "kişiye özel eğitim" diye adlandırılan yaklaşımın temeli hiç kuşkusuz ki Osmanlı'ya dayandığını söyleyebiliriz.
DİSİPLİNLİ BİR GÖZETİM
Osmanlı'da çocuklar eğitim hayatına sıbyan mekteplerinde başlardı. Bu okullar, herkese aynı bilgiyi vermekle yetinmezdi. Öğretmenler, kısa sürede hangi çocuğun neye yatkın olduğunu takip ederdi. Okumayı hızlı sökenler, yazıya eli yatkın olanlar, ezberi güçlü olanlar, hesapta başarılı olanlar. Bu farklılıklar dikkate alınır, çocuklar bir üst eğitime buna göre yönlendirilirdi. Her öğrenci medreseye gitmezdi; bu bilinçli bir tercihti.
MEDRESELERDE MATEMATİK, FELSEFE, ASTRONOMİ EĞİTİMİ DE VERİLİYORDU
Osmanlı'da eğitim tam manasıyla kurumsallaşmıştı. Mahalle ölçeğinde sıbyan mektepleri, orta ve üst düzeyde medreseler, meslek alanında lonca sistemi ve devlet kadroları için ayrı okullar bulunuyordu. Aynı dönemde Avrupa'da ilkokul eğitimi zorunlu değilken, Osmanlı'da çocukların okuma yazma öğrenebileceği okullar yaygındı. Medreseler yalnızca din eğitimi veren kurumlar değildi. Matematik, astronomi, mantık ve felsefe gibi alanlar okutuluyor, öğrenciler çağının bilim dili olan Arapça üzerinden uluslararası bilgiye erişebiliyordu. İstanbul, Kahire ve Bursa'daki büyük medreseler, İslam dünyasının önemli ilim merkezleri arasında sayılıyordu.
KAPSAMLI MÜFREDAT
Osmanlı'da bugünkü ilkokula denk gelen okulun adı sıbyan mektebiydi. Bu okullar ülkenin en icra köşelerinden bile yaygındı. Camilerin yanında, vakıflar aracılığıyla açılırdı. Çocuklar genellikle 5-6 yaşında okula başlardı. Vakıflar tarafından açılsa da devlet müfredatı kontrol ederdi.
İLKOKULDA GÜZEL YAZI DERSİ
Sıbyan mekteplerinde; okuma ve yazma, Kur'an okuma, Temel din bilgisi, ahlak ve adap, basit matematik (hesap) güzel yazı (hat) dersleri okutulurdu. Bugün usta isimlerin yaptığı hatlar, Osmanlı döneminde başlangıç seviyesinde de olsa ilkokul öğrencilerine öğretiliyordu. Çağın gerisinde kaldığı iddia edilen Osmanlı'nın, ne kadar incelikli ve sanat yoğunluklu bir eğitim verdiğini sadece bu örnekten bile anlayabiliyoruz.
KATMANLI EĞİTİM
İlkokuldan sonra eğitim öğrencinin istidadına göre şekilleniyordu. Medreseler yalnızca din eğitimi veren kurumlar değildi. Aynı zamanda fen bilimlerine dair de kapsamlı eğitim veriliyordu. Zaten medreseler, bütün dünya genelinde döneminin en ilerici eğitim kurumlarıydı.
MEDRESELERDE OKUTULAN DERSLERDEN BAZILARI
Mantık
Matematik
Astronomi
Fıkıh
Hadis
Kelam
Arap dili ve edebiyatı