Avusturya'nın başkenti Viyana; kültür-sanat, mimari ve tarih açısından müthiş zengin bir şehir... Tarih kitaplarından çıkıp sokak aralarına kadar her köşesinde başka bir hikaye anlatan bir yer. Habsburg Hanedanı'nın ihtişamı saraylarda hâlâ hissedilirken, müzeler kentin sanata olan tutkusunu açıkça ortaya koyuyor. Bir yanda Schönbrunn ve Belvedere gibi görkemli yapılar, diğer yanda Gotik mimarinin simgesi Stephansdom... Viyana, sadece gezilecek yerleriyle değil, mutfağıyla da baş döndüren bir rota. Wiener Schnitzel'den Sachertorte'ye uzanan lezzet durakları, şehrin kültürel kimliğini tamamlıyor. Klasik müzikle anılan ama aslında çok daha fazlasını sunan Viyana'da mutlaka görülmesi gereken yapıları ve tadılması gereken meşhur lezzetleri bir araya getiriyorum.

Yönetim merkezi Hofburg İmparatorluk Sarayı
Yüzyıllar boyunca imparatorluğun yönetim merkezi olan Hofburg, bugün devasa bir müze ve kültür kompleksi. Avusturya İmparatorluğu'nun siyasi kalbi olan bu yapı, imparatorluk dairelerinden müzelere, kütüphanelerden sergi salonlarına uzanan çok katmanlı bir geçmiş sunuyor. Ayrıca Fransız Kraliçelerinden Marie Antoinette, Hofburg Sarayı'nda dünyaya gelmiştir. Bu saray 1654 yılında yaptırılmış.

Güçlü bir simge Stephansdom
Viyana'nın simgesi kabul edilen Aziz Stefan Katedrali, Gotik mimarisi ve renkli çatı desenleriyle şehrin siluetini belirliyor. Yüzyıllardır kentin dini ve kültürel merkezlerinden biri olan katedral hem mimarisi hem de tarihi rolüyle Viyana'nın en güçlü simgeleri arasında yer alıyor.

Büyük müze Kunsthistorisches Müzesi
Avrupa'nın en önemli sanat müzelerinden biri olan Kunsthistorisches Museum, özellikle Rönesans ve Barok dönem eserleriyle öne çıkıyor. İmparatorluk koleksiyonlarından oluşan zengin içerik, Viyana'nın sanata verdiği değeri açıkça ortaya koyuyor. Ayrıca ülkenin en büyük sanat müzesidir
İdari merkez Rathaus
Neo-Gotik mimarinin en etkileyici örneklerinden biri olan Viyana Rathaus, Ringstrasse Caddesi'nin simge yapılarından. Kentin idari merkezi olmasının yanı sıra meydan, yıl boyu düzenlenen etkinliklerle Viyana'nın sosyal hayatında da önemli bir rol üstleniyor. Kulenin üzerine elinde mızrak tutan 5 metre yüksekliğinde zırhlı bir şövalye heykeli olan Rathausmann konulmuştur.

EN ÜNLÜ LEZZETLER
Viyana'ya yolu düşenlerin mutlaka tatması gereken lezzetler, şehrin tarihini ve mutfak kültürünü aynı tabakta buluşturuyor. Viyana mutfağının simgesi haline gelen şinitzel, incecik etin çıtır kaplamayla buluştuğu haliyle neredeyse her menüde karşımıza çıkarken; saray mutfağından halk sofralarına uzanan Tafelspitz, haşlanmış dana eti ve sade sunumuyla kentin gastronomik karakterini yansıtıyor. Orta Avrupa mutfağının güçlü temsilcilerinden gulaş, baharatlı yapısıyla özellikle soğuk günlerde Viyana sofralarını ısıtırken; çikolatalı keki ve kayısı reçeliyle hazırlanan ünlü Sachertorte, kahve eşliğinde şehrin tatlı hafızasında özel bir yer ediniyor. Parçalanmış pancake dokusuyla hem tatlı hem doyurucu bir seçenek sunan Kaiserschmarrn ise imparatorluk mutfağından günümüze uzanan eğlenceli tadıyla Viyana'nın en sevilen lezzetleri arasında öne çıkıyor.
En önemli anıt Schönnbrunn Sarayı
Habsburg Hanedanı'nın yazlık sarayı olarak kullanılan Schönbrunn, Viyana'nın en görkemli yapılarından biri. Sarayın geniş bahçeleri, düzenli peyzajı ve kente yukarıdan bakan Gloriette Tepesi, Viyana'nın imparatorluk dönemindeki ihtişamını bugün hâlâ görünür kılıyor. Özellikle bahçeler, sarayın resmi kimliğinin ötesinde şehrin nefes alan alanlarından biri olarak öne çıkıyor. Bin 441 odalı Barok mimarisine sahip olan Schönbrunn Sarayı, ülkedeki en önemli mimari, kültürel ve tarihi anıtlardan biri.

Özgürlüğe bir adım Belvedere Sarayı
Barok mimarinin en etkileyici örneklerinden biri olan Belvedere, sadece mimarisiyle değil, barındırdığı sanat eserleriyle de dikkat çekiyor. Gustav Klimt'in dünyaca ünlü Öpücük tablosu burada sergileniyor. Yukarı ve Aşağı Belvedere olarak iki bölümden oluşan kompleks, sanatla tarihi aynı çerçevede buluşturuyor. Belvedere Sarayı'nın en önemli özelliği ise 15 Mayıs 1955'te Avusturya'nın II. Dünya Savaşı'ndan sonra özgürlüğüne kavuştuğu anlaşmanın burada imzalanmış olmasıdır.