Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinde ağır yıkıma uğrayan Adıyaman, acı dolu günlerin ardından yeniden ayağa kalkıyor. Büyük acılar yaşayan Adıyaman, kısa sürede toparlanma sürecine girerek kültürel belleğini ve turizm potansiyelini yeniden ayağa kaldırmayı başardı. Kentin tarihi ve doğal değerleri canlanırken yerli-yabancı turistlerin ilgisi hızla arttı. Ziyaretçi akınına uğrayan kentte bu kez yalnızca doğaya değil, toparlanma sürecine, hafızaya ve direnişe tanıklık etmek isteyen bir kalabalık vardı. Yeniden doğuşun en sembolik adreslerinden biri ise, her sabah yüzlerce kişinin güneşi selamladığı Nemrut Dağı. "Güneşin en güzel doğduğu ve battığı yer" olarak anılan bu kutsal zirvede artık sadece taş heykeller değil, dayanıklılığın ve umudun da simgeleri yükseliyor.
EFSANEVİ BİR YOLCULUK
Adıyaman, 16 farklı medeniyete ev sahipliği yapmış çok köklü ve kültürlü coğrafyalardan biri olarak biliniyor. Bu medeniyetlerden bazıları ise Hititliler, Frigler, Hurriler, Asurlar, Makedonlar, Kommanegeliler, Persler, Bizanslılar ve Romalılar... Ancak Adıyaman denilince akla gelen en güçlü simge şüphesiz Nemrut Dağı. Kommagene Krallığı'nın kutsal zirvesi olarak bilinen bu yer, özellikle gün doğumunda devasa heykellerin arasında ortaya çıkan büyüleyici manzarasıyla ziyaretçileri büyülüyor. 2 bin 150 metre yüksekliğindeki bu noktada, tanrılara ve atalarına minnet için yaptırılan bu devasa heykeller, güneşin ilk ışıklarıyla adeta yeniden canlanıyor. Ziyaretçiler, sadece tarihî bir alanı gezmekle kalmıyor; Nemrut'ta doğan güneşin anlamını derinden hissediyor. Burası, geçmişin mistik havasıyla bugünün umut dolu başlangıcını buluşturan eşsiz bir deneyim sunuyor.
TARİH TAŞLARA YAZILMIŞ
Adıyaman'ın kültürel zenginliği sadece Nemrut'la sınırlı değil. Bölge, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bunu günümüze taşımış yapılarla dolu.
Karakuş Tümülüsü, Kommagene krallığının kadınlarına ithaf edilmiş, kartal heykeliyle süslü anıt mezar olarak gökyüzüne yükseliyor. Kommagene ailesine ait mezar yeri olarak Kral II. Mithridates tarafından annesi İsias için yapılmıştır. Daha sonra kraliyet ailesinden başka kadınlar da buraya gömülmüş olduğundan tümülüs, kadınlar anıt mezarı olarak da bilinmekte. Hem zarif hem anlamlı olan bu tümülüs, Adıyaman'ın kadınlara duyduğu saygının simgesi.
Dünyanın hâlen kullanılmakta olan en eski köprülerinden biri olarak anılan Cendere Köprüsü, Roma döneminden günümüze ulaşan ve hâlâ işlevsel olan mühendislik harikası. Taş kemerleriyle Fırat Nehri'nin kollarını aşan bu köprü, binlerce yıldır tarih ile günümüzü bağlıyor.
Arsameia Ören Yeri ise yeraltı tünelleri, saray kalıntıları ve etkileyici kabartmalarıyla Kommagene Krallığı'nın siyasi ve dini merkezlerinden biri olarak gezginlere eşsiz bir keşif fırsatı sunuyor.