Türkiye'de rüzgârın peşinden gitmek, sadece bir tatil değil, bir yaşam biçimi. Her bölge farklı bir karakter, rüzgâr tipi ve deneyim sunuyor. Alaçatı'nın şıklığı, Akyaka'nın doğallığı, Gökçeada'nın özgürlüğü ya da Datça'nın dinginliği... Seçim senin ama yön belli: Rüzgâr nereye, sen oraya. Çantanı hazırla, pusulanı rüzgâra ayarla ve suya çık. Kim bilir, belki de hayatın en özgür anı, rüzgârla ilk kaydığın o saniyededir. Pusulalar her zaman kuzeyi gösterir ama biz biliyoruz ki gerçek yön, rüzgârın estiği yerdedir. Bir seyahat planını başlatan şey bazen sadece bir meltemin kulağımıza fısıldadığı özgürlük olabilir. Kimileri dağların çağrısına kulak verir, kimileri denizin sessizliğine. Ama rüzgâr sporcuları... Onlar sadece rüzgârı takip eder. Haritalarını rüzgârla çizer, bavullarını hızla toplar, dalgaların köpürdüğü kıyılara doğru yola çıkarlar.
GÖZDE ROTALAR ARASINDA
Türkiye gerçek bir rüzgâr cenneti. Hem amatör hem de profesyonel sporcular için Avrupa'nın gözde rüzgâr rotaları arasında yer alıyor. Çünkü burada rüzgâr sadece esmiyor, yön veriyor. Yılın büyük bir kısmında esen poyraz, meltem ve lodos gibi farklı rüzgâr tipleri, Türkiye'nin çeşitli kıyılarını birer sörf sahnesine dönüştürüyor. Kimi sakin bir öğrenme ortamı sunarken, kimi yüksek rüzgârı ile adrenalini yükseltiyor. Rüzgârı pusula belirlemiş ruhlar için Türkiye'nin en iyi rotaları...

ALAÇATI – İZMİR: TÜRKİYE'NİN RÜZGÂR KRALİÇESİ
Alaçatı artık bir klasik. Sadece Türkiye'de değil, Avrupa'da da kite ve rüzgâr sörfü denildiğinde akla gelen ilk isimlerden. Alaçatı Körfezi, yılın neredeyse 300 günü stabil rüzgâr alıyor. Sığ denizi, sabah başlayan poyrazı ve dalgasız ortamıyla özellikle başlangıç seviyesindekiler için ideal. Öğle saatlerinde rüzgâr şiddetini artırınca, deneyimli sörfçüler için de heyecan başlıyor. Her yıl ulusal ve uluslararası yarışmalara ev sahipliği yapan bölge, aynı zamanda sosyal hayatıyla da dikkat çekiyor. Sörf sonrası kafelerde gün batımını izlemek bir ritüel.

AKYAKA: RÜZGÂRLA DANS EDEN AMAZON
Gökova Körfezi'nin eşsiz doğasında yer alan Akyaka, özellikle kite sörfçülerin son yıllarda gözdesi. Burada rüzgâr adeta saatli bir şekilde işler: her gün 12:00-18:00 arasında istikrarlı bir şekilde esen termal rüzgârlar, sporcular için güvenli ve tahmin edilebilir bir ortam yaratıyor. Sığ ve düz suyu, yeni başlayanlar için büyük avantaj. Üstelik Azmak Nehri'nin buz gibi suyunda gün sonunda serinlemek, Akyaka'nın sunduğu doğal lükslerden sadece biri. Kite okulları, çevre dostu yaklaşımı ve bohem havasıyla Akyaka tam bir rüzgâr köyü.

GÖKÇEADA-ÇANAKKALE: TÜRKİYE'NİN RÜZGÂR LABORATUVARI
Türkiye'nin en batı noktası olan Gökçeada, rüzgar sörfü için en iddialı destinasyonlardan biri. Kefalos (Aydıncık) Plajı, burada sörfün kalbinin attığı yer. Gökçeada'da rüzgâr çok yönlüdür; kuzeyden esen rüzgârlar teknik sürüşleri desteklerken, güneybatıdan gelenler uzun ve keyifli dalgalar yaratır. Adaya özgü bir şey var burada: her şey yavaş, her şey sade. Sörf sonrası bir Rum köyüne gidip doğayla bütünleşebilirsiniz. Kafa dinlemek isteyenler için idealdir; ama rüzgâr, burada hiçbir zaman dinlenmez.

BOZCAADA – ÇANAKKALE: RÜZGÂRIN ÖZGÜR ADASI
Bozcaada, yılın büyük kısmında rüzgârlı olan ender yerlerden biri. Ancak buradaki rüzgârlar biraz serttir, dolayısıyla daha çok orta-üst seviye sörfçülere hitap eder. Ayazma ve Çayır Plajı, kite ve rüzgâr sörfü için uygundur
AYVALIK – SARIMSAKLI PLAJI: KUZEYİN SÜRPRİZİ
Balıkesir sınırları içinde yer alan Ayvalık, özellikle temmuz-ağustos aylarında etkili olan kuzey rüzgârlarıyla dikkat çekiyor. Sarımsaklı Plajı hem genişliği hem de sığ yapısıyla rüzgâr sporlarına elverişli. Burada kite sörf yeni gelişiyor ama bölge potansiyel vaat ediyor. Üstelik Cunda Adası'nın taş sokakları, gün batımında yapılacak tekne turlarıyla sörf tatilini romantik bir kaçamağa dönüştürmek de mümkün.
KİLYOS- ŞEHİRDE RÜZGÂRI HİSSET
İstanbul'un kalabalığından kaçıp doğayla buluşmak isteyenler için Kilyos, Karadeniz'in serin sularında saklı bir cennet. Özellikle sonbahar ve ilkbahar aylarında sertleşen kuzeyrüzgârları, rüzgâr sörfü ve kiteboard tutkunları için ideal koşullar yaratıyor. Şehir merkezine sadece 30-40 dakika mesafede olması, hafta sonu kaçamakları için büyük avantaj. Kilyos'un geniş, temiz plajları ve sörf okullarıyla desteklenen altyapısı, hem yeni başlayanlara hem de deneyimlilere uygun. İstanbul'da yaşayan ve doğayla iç içe, hızlı bir sörf deneyimi arayanlar için Kilyos, hem kolay ulaşımı hem de dinamizmiyle en iyi alternatiflerden biri.
KARABURUN – İZMİR: VAHŞİ VE SERBEST
İzmir'in en bakir yarımadalarından biri olan Karaburun, henüz kite sörfçülerin radarına yeni yeni giriyor. Ancak güçlü ve öngörülebilir rüzgârları sayesinde, özellikle free-riding severler için biçilmiş kaftan. Dalgasız ve geniş plajları, az sayıda sporcu olmasıyla birlikte özgürlük hissini artırıyor.
DATÇA – MUĞLA: SÖRFÇÜLERİN SIRRI
Henüz Alaçatı kadar ünlenmese de Datça, özellikle Palamutbükü ve Hayıtbükü çevresinde ciddi potansiyele sahip. Rüzgâr genelde öğleden sonra başlıyor, akşam üstüne kadar stabil kalıyor. Az bilinen bu bölgede suya çıkmak, bazen özel bir sörf cennetini keşfetmişsiniz hissi yaratıyor. Rüzgârla beraber gelen kekik kokusu, masmavi denizi ve taş evleriyle Datça'da sörf sadece bir spor değil, bir yaşam felsefesi.
URLA – İZMİR: YENİ NESİL KİTE NOKTASI
Alaçatı kadar kalabalık değil ama giderek popülerleşiyor. Urla'daki Demircili ve Altınköy kıyıları, kite sörf için uygun zemin ve rüzgar koşullarına sahip. Şehirli sörfçülerin hafta sonu kaçış rotası haline gelen Urla, aynı zamanda gastronomik keşiflerle dolu.