Geçenlerde 'Veda'nın niye sıkıcı bir film olduğunu yazmıştım: 1) Filmde 'öyküleme' yok. 2) Bu yüzden de film, resmi ideolojiyi görsel hale getirmekten başka bir şey yapmıyor. (Sabah, 16 Mart)
Ayrıntılara girersek, eleştirecek nice nokta var filmde ama gereksiz. Çünkü yukarıda yazdığım iki noktada çuvallayan bir filmden hayır gelmez.
Ama yine de bir şeye değinmek isterim: Filmde Mustafa Kemal'in annesi Zübeyde Hanım, 'koyu' bir Rumeli şivesiyle konuşuyor.
Gerçekçi açıdan bakıldığında, bu olumlu bir puan... Selanikli Zübeyde Hanım, elbette Rumeli şivesiyle konuşacak.
Buna karşılık aynı Zübeyde'nin oğlu, filmde maşallah şakır şakır İstanbul Türkçesiyle konuşmakta!
Eğer senarist ve yönetmen gerçekçilik yapacaksa, Mustafa'yı da Rumeli şivesiyle konuşturmalıydı.
Zaten malumumuz; Atatürk hayatı boyunca Rumeli şivesiyle konuşmuştur.
En yakınında bulunanların şahitliği sayesinde biliyoruz ki 'çocuk' yerine "çucuk", 'merhaba' yerine "marhaba", 'muhakkak' yerine "muhakkaka", 'acemi yerine "acamı", 'öptük' yerine "üptük", 'tabanca' yerine "tapanca", 'kulübe' yerine "kuluba" derdi.
"Aman kimse filmime ve bana laf etmesin" diye birini öyle, birini böyle konuşturursan, ne olur? Türkiye'de bir şey olmaz. Yüz kişiden 99'u fark etmez bile.
Başka memlekette gülerler; o da ayrı konu.