Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Medeniyetler Çatışması 2.0

Bu konuya değinmeye 2013'ün Eylül ayında başladım ve süreç içinde özetle şunları söyledim:
El Kaide, Eş Şebab, Boko Haram, IŞİD gibi örgütlerin eylemleri nedeniyle, 'İslamofobi' kavramı artık geçerliliğini yitirmiştir.
Bu örgütler ve onları üstü kapalı (zımni) biçimde destekleyen kimi Müslümanlar yüzünden... İslam'dan korkmak "mantıksız ve dayanaksız bir korku", yani "fobi" değildir.
Diğer inançlara mensup insanların, bu örgütlerden korkmaları için makul nedenleri var.
"Eğer o örgütlere karşı net ve kesin bir tavır almazsak, yaygınlaşan korku, yabancı düşmanı fırsatçı politikacılar tarafından kullanılacak" demiştim. Aynen oluyor.
Aradan geçen süre buradaki kritik noktanın, "Bazı Müslümanların o örgütleri zımni biçimde desteklemesi" olduğunu ortaya koydu.
Kanlı eylemlerden sonra, biz "Gerçek İslam bu değil..." dediğimizde... Başkaları şöyle düşünmeye başladı:
"Militanlar, namaz kılıyor, oruç tutuyor, Allah kelimesini dillerinden düşürmüyor... Niye böyle davrandıkları sorulduğunda Kuran'dan ayetler sıralıyorlar... Gerçek İslam olunca ne fark ediyor?"
Müslüman olmayanlar... "Gerçek İslam bu değil" sözünü her işittiklerinde şöyle akıl yürütüyor:
"Diğer Müslümanlar... Kendileri terörist olmasa dahi... Vahşet karşısında bir kez daha susuyor, olayı görmezden geliyor, konuyu saptırıyor, hatta galiba inceden inceye mutlu oluyorlar." (Yalan mı?)

Tehlikeli bir tez

Siyasette sözlerin adresi önemlidir. "Gerçek İslam bu değil" dediğimizde, esas olarak Müslüman olmayanlara hitap ediyoruz: "Bizi onlarla karıştırmayın" diyoruz.
İyi, güzel de... Kafa kesenlere, AVM basanlara, kilise önünde bomba patlatanlara, küçücük kızları kaçıranlara yeterli tepkiyi verdik mi? Söylem düzeyinde onlar hâlâ "bizim haşarı çocuklarımız" konumunda.
Fransızların ünlü mizah dergisi Charlie Hebdo'ya yapılan korkunç saldırı işte bu sürecin sonucudur.
Vahim bir olay... Artık kimseyi ikna edemeyiz. Yargılar ve önyargılar bütün dünyanın zihnine nakşoldu:
"Müslüman, özgürlüğe düşmandır... Müslüman, demokrasiye karşıdır... Müslüman, hukuka inanmaz, vb..."
'Bütün dünyanın' dememin bir sebebi de, katliamdan sonra Fransa'da yapılan telin mitingindeki bir ayrıntı:
Bilirsiniz: Fransızlar, dünya dili olma unvanını Fransızcadan aldığı için İngilizceye gıcıktır. Bilseler dahi kullanmamaya çalışırlar. Ancak mitingdeki bir slogan İngilizceydi: "Not Afraid!" (Rap şarkıcısı Eminem'in parçasından mülhem, "Korkma" veya "Korkmuyoruz" anlamında.)
Bu slogan, milliyetçi kaygıların bir yana bırakılıp, saldırı karşıtı duruşun, Fransız gençliğince küreselleştirildiğini gösteriyordu. Küreselleşme deyince aklıma geldi: IŞİD militanları, "Bütün Batılıları öldüreceğiz" diye kameralara haykırırken, bazı arkadaşlar gülüyordu.
Elbette yapamazlar. Ancak o çılgınca laf, ABD'li siyaset bilimci Huntington'ın ortaya attığı Medeniyetler Çatışması tezini, karşı tarafın benimsediğini ortaya koyuyordu.
Sadece militanlar mı? Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde yayınlanan kimi medyaya bakın:
Prof. unvanlı İslamcı sosyal bilimciler, Batı'nın terk ettiği bu tehlikeli tezin güncel sürümlerini, köşe yazılarında sıkça işlemiyor mu? Ekranlar, o tezi köpürten, kıtıpiyos ümmet önderleriyle dolu değil mi?
Çok yanlış işler bunlar, çok...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA