Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Halk dalkavukluğunun sonu

Yunanistan'da "işe zamanında gelen" memurun ayrıca prim aldığını, "ekstra" para kazandığını biliyor muydunuz? Bazılarına da "bilgisayar kullanabilme" primi ödeniyor.
Ormancıların da "açık havada çalışma tazminatı" var mesela. "Mahrumiyet zammı" gibi.
Yılda 14 maaş, artı 3 maaş da bayram (kışın Noel, baharda Paskalya ve yazın Meryem Ana Yortusu) ikramiyesi.
Ne güzel değil mi, keşke bizde de olsa...
Yunanistan'da emeklilik yaşının 40 olduğunu biliyor muydunuz?
Ne güzel, keşke bizde de olsa...
Yunanistan'da devletin 74 büyük şirkete sahip olduğunu (ulaştırma, elektrik, su, gaz vb.) ve bunlardan örneğin yalnızca devlet demiryollarının iki sene önce 800 milyon euro zarar ettiğini biliyor muydunuz?
Kamu sektöründe arpalık olarak kullanılan yüzlerce "haybeden" komisyon var, örneğin tam seksen sene evvel, 1930 yılında kurulmuş "Kopias Gölü'nü işletmeye açma" komisyonundan bugün de tıkır tıkır ek maaş alan memurlar var. Bu tür komisyonlarda on binden fazla memur çalışıyor, yani çalışırmış gibi yapıyor...
Du... Şimdi bu saltanat bitti.
Yunan kamu sektörü battı. (Özel sektörde sorun yok, tavernalarda gece hayatı da bütün hızıyla berdevam. Tabak kırmak artık yasak ama şarkıcının başından aşağı tabakla gül yaprağı dökmek serbest! Bir şişe viskiye de üç yüz euro yazıyorlar. "Buzuki" seven Türk turistlerine duyurulur.) IMF ile anlaşma yapıldı, "acı ilaç" içildi, beylik deyimiyle.
Bakın faturayı kimler ödediler?
Üç maaş ikramiye tarihe karıştı. "Seyyanen" bin euro verilecek, o kadar.
Emekli ikramiyeleri bin euroyla sınırlandı.
Bütün memur ve emekli maaşları üç yıl süreyle donduruldu.
KDV oranları artırıldı. İçkiye, sigaraya ve benzine katlamalı vergi salındı.
Emeklilik yaşı altmışa çıkarıldı. Emekli maaşı için "son üç ayın ortalaması" değil, bütün çalışma hayatının ortalaması alınacak.
Asgari ücret düşürüldü.
İşten çıkarmalarda tazminat oranı düşürüldü. Lokavt kolaylaştırıldı.
Bu önlemlerle Yunan kamu sektörünün iki yıl sonra "toparlanmaya başlayacağı" sanılıyor. Öte yandan sendikalar, bu paketle, "Yunan emekçisinin hayat standardının yirmi yıl geriye gideceğini" açıkladılar. Kaşıkla verilen, kepçeyle geri alınacak.
Ne güzel değil mi, bizde de olsun mu? İster misiniz?
Yağdıralım, ama fatura çıkmasın. Nasıl olacaksa bu, olsun.
Böyle düşünenlerimiz var da, o bakımdan sordum.
Yunanistan'da şimdi grevler dalga dalga gelecek ve herhalde Papandreu da bir dahaki seçimi kazanamayacak. İşin matrağı, kamu sektörünü batıran kendisi değil, bundan önceki hükümetler... Örneğin, Yunan SSK primlerini bankere (Lehmann Brothers'a) yatıran yani kumara süren ve kaybedenler...
Ama sonuç değişmeyecek. Sıkıntıyı gene işçiler ve memurlar çekecekler.
Bu yazının başlığını "kıyakçılığın sonu ayakçılık, halk dalkavukluğunun sonu da batakçılıktır" şeklinde atacaktım ama okurlarımızın "cici bey" kesimi bu tür laflardan rahatsız oluyor, vazgeçtim.
Gene de keyfiyet, bütün "Türk popülistlerine" arz olunur...
Özellikle de, "darbe yaptıktan sonra, özelleştirilmiş olan bütün KİT'leri yeniden devletleştirmeyi" programlarına almış olan bazı eşeklere.
Başarılı olsalardı Türkiye'yi kaç zamanda nasıl batıracaklardı ve toplamak için kaç yıl harcayacaktık, merak ederim doğrusu...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA