Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Fröken Salander

Okuyorum okuyorum, bitmiyor. Okuyorum okuyorum, bitmiyor. İtiraf edeyim, ben de "bitmesin" diye yavaş yavaş, tadını çıkara çıkara okuyorum. Masada okuyorum, koltukta okuyorum, yatakta okuyorum, memişhanede okuyorum.
Ben İngilizce'sine kaptırdım, bizim hanım Türkçe'sine (beleş göndermediler, para verip aldık), kaç gündür ailece Stockholm'de yaşıyoruz, Hamngatan'dan girip Göteplan'dan çıkıyoruz!...
Tuğla gibi üç ciltlik ama "hürp" diye de okunan bir dizi... Cilt demek yanlış, üç ayrı serüven demek daha doğru. Ayrı ayrı da okunabilir ama "esas çocukla esas kızın" tanışmalarını, gelişimlerini ve etkileşimlerini anlamak için sırayla okumak daha iyi.
Yazarı İsveç'in ünlü bir gazetecisiymiş, özellikle aşırı sağcı örgütler ve Neo-Naziler uzmanı. Her gazeteci gibi kitap yazmaya heves etmiş, on ciltlik bir "polisiye" dizi tasarlamış. (Maj Sjöwall ile Per Wahlöö'nün gençlik yıllarımıza keyif katan on ciltlik ünlü "Martin Beck dizisine" bir nazire yapmak istemiş olmalı.)
İlk üç cildi yazmış, yayınevine teslim etmiş, ve daha kitapların yayınlandığını göremeden kalp krizinden tık diye gitmiş. Elli yaşındaymış.
Kitapçı vitrinlerinde göremediği üç kitabı bütün dünyada 27 milyon adet sattı. Yanlış okumadınız, yirmi yedi milyon.
Nasıl bir kader bu?
Yazarın adı Stieg Larsson.
Romanlar, sırasıyla "Ejderha Dövmeli Kız", "Ateşle Oynayan Kız" ve "Arı Kovanına Tekme Atan Kız"...
Dilimizde ilk iki cilt çıktı, üçüncüsü yolda.
Kahramanlar iki kişi... Gazeteci Mikael Blomkvist ile uçuk kaçık, suça eğilimli, bilgisayar manyağı, "asosyal" ve "punk" bir genç kız, Lisbeth Salander... Kolay unutulur bir ikili değil.
Naftalin kokulu "klasik" cinayet romanları değil bunlar (hani ceset şöminenin önündedir, katil uşaktır, falan), modern, güncel romanlar. Cinsel sapıkları, sadist katilleri, iş çevrelerinin dolaplarını, medya dünyasının dümenlerini anlatan yirmi birinci yüzyıl romanları.
Bizim sosyalistler adam olsalar, bu üçlüde "büyük burjuvazinin kokuşmuşluğunu" falan da bulacaklar, "solcu cinayet romanı nasıl yazılır" görecekler (Larsson bir Troçkist çünkü!) ama onlar burun kıvırırlar bu tür eserlere. (Ernest Mandel bunları sevdiğini yazmıştı da nasıl bütün eşek Stalinci'lerin şimşeklerini üzerine çekmişti...)
Siz de onları adam yerine koymayın, Larsson'u okuyun, çünkü bunlar "kaçış romanları" değiller, günümüz dünyasını İsveç özelinden girerek ve polis romanı kılıfı kullanarak anlatan, üstelik son derece de sürükleyici, önemli eserler. Larsson romanlarının kolay ve hızlı okunmaları için on dokuzuncu yüzyıl tekniklerini, "tefrika formatını" kullandığı için de su gibi akıp gidiyorlar... Bir İngiliz eleştirmen "Alexandre Dumas tadı aldım" demiş, ki haklıdır.
Neyse, bu sabah ilk cildi bitirdim, bittiğine de üzüldüm, ikinci cildin kapağını açtım, oturdum bu konuyu yazayım dedim. Katili açıklayacak değilim, ama ipucu vermezsem de çatlarım: İlk cildin İsveççe orijinal adı "Kadınlardan Nefret Eden Erkekler"... Çoğula dikkat. Bu kadar ipucu da yeter.
Filmlerini de yaptılar, önümüzdeki ay ilkinin DVD'si çıkacak, gazeteciyi Michael Nyqvist, kızı da Noomi Rapace oynuyorlarmış. Yaşlı amca da yılların emektarı Sven-Bertil Taube... Fakat okurken benim gözümün önünde hep Greg Kinnear ile "merhume" Brittany Murphy vardı... Ya da belki bir Clive Owen... Daha genç olsa belki bir Gabriel Byrne ile... Kim? Gene Brittany Murphy. Onları katili bulmakla görevlendiren ihtiyar amca da, ya Max von Sydow, ya da hayatta olsa Victor Sjöström.
Bunlar İsveç yapımları. Duyduğuma göre Hollywood da niyetlenmiş bu kez Amerikan "versiyonları" için, George Clooney, Johnny Depp ve Brad Pitt de başrole "sulananlar" arasındaymış. (Üçü de uymaz.)
Fakat elimiz mahkum, kim oynarsa oynasın seyredeceğiz tabii. Geriye de, dizinin yazılamamış ve asla yazılamayacak diğer yedi cildini okuyamayacak olmanın ciddi üzüntüsü kalıyor.
Size açık seçik söyleyeyim: Tatilde okumak için kitap arıyorsanız, bu yaz bundan daha iyisini bulamazsınız.
Elinizden bırakabilirseniz belki ara sıra denize bile girersiniz canım!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA