Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Faşistlik zor zenaat

Aşırı sağcıların hiç çözemedikleri temel çelişkilerden biri de "benim devletim ne eylerse güzel eyler" saplantısıdır.
Aşırı sağdan "dincileri" anlamıyoruz, onların 1908 devriminden, hele 1909 ayaklanmasının bastırılmasından beri devletle görülecek küçük bir hesapları var...
Berikiler, hem Enver'i tutarlar, hem de onun düşmanı Mustafa Kemal'i.
Alkışladıkları Enver de, Turan İmparatorluğu kurmak isteyen Enver'le Osmanlı İmparatorluğu'nu batıran aynı Enver'dir ha!
Bu çelişki onları gülünç durumlara batırıp çıkarıyor.
"Prensip olarak" devleti tutuyorlar ama kazığı aynı devletten yiyince apışıp kalıyorlar.
Hani, "görüşlerimiz iktidarda, biz hapisteyiz, bu ne iş" ağlaması...
İsterseniz örnekleri daha gerilere de götürebilir, İkinci Dünya Savaşı boyunca onlara "gaz vermiş" İnönü'nün, Almanya'nın yenileceği anlaşılınca onların canına okumuş, tabutluk hücrelerde yatırmış, işkence ettirmiş, tırnaklarını söktürmüş olmasını da hatırlayabilirsiniz...
Ya da "ne güzel hazır tam darbe de yapmışken" cuntanın daha ılımlı kanadı tarafından tasfiye edilivermek gibi, 1961 yılında...
Şimdi MHP gene bu çelişkilerle savrulup duruyor ve sürekli "kan kaybediyor"... Oy oranı yüzde 10 dolaylarına kadar düştü. Kılıçdaroğlu'nun AKP oylarını alacağını sanarak umutlanan birçok ahmak, şimdi dehşetle onun "asıl MHP oylarını çaldığını" görmeye başladı.
Bu onlara yalnızca Kılıçdaroğlu'nun kazığı mı oldu?
Hayır, kendi çelişkileri onları batırıyor.
Önce "türban" konusunda çuvalladılar.
Türbana destek vermekle başbakana çok ince ve büyük bir numara çektiklerini sandılar, hem kendileri halktan yana görüneceklerdi, hem de türban nasıl olsa "bürokrasi sultasının kalın eleğinden" geçemeyecekti... Bir taşla iki kuş...
Ama fatura, "türbanın arkasında duramamış beceriksizler" olarak gene onlara çıktı seçmen nezdinde.
Anayasa referandumu konusunda da çok zor durumdalar.
Bir yandan Kılıçdaroğlu "hayırda hayır vardır" gibi gençliğinden kalma en külüstür sloganların arkasına sığınarak siyasi zavallılığın mükemmel örneklerini sergiliyor, bir yandan bunlar "sırf Tayyip'ten çıktığı için" değişiklik kanununa hayır demek zorunda hissediyorlar kendilerini...
Böylece, önümüzdeki 12 Eylül günü, darbenin tam da otuzuncu yıldönümünde, onları ezim ezim ezmiş 12 Eylül cuntasının Anayasası'nı korumaya hazırlanıyorlar.
İçlerinde aklı başında olanlar buna karşı çıktılar, parti üst kademesinden sıkı bir azar işittiler.
Şimdi bir kısmı hayır oyu verecek referandumda, bir kısmı evet oyu... Araştırmalara göre, MHP seçmeninin yüzde 40'ı, yani yarıya yakını, parti yönetimini dinlemeyip evet oyu verecekmiş!
Nasıl olsa değişiklikler de aşağı yukarı "yüzde 60'a yüzde 40" gibi bir çoğunlukla geçecek...
MHP de, gene büyük bir ihtimalle gelecek yılın mayıs ayında yapılacak seçimlerde meclise bile girememe tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.
Acaba bu hayal kırıklığı, partiyi ikiye bölünmeye kadar da götürür mü?
Hani bir tanesi "En Bir Hakiki Öz MHP" falan...
Öyle olsun. Aklı başında olanlar gerçekçi politika yapsınlar.
Olmayanlar da, günün birinde "Komünist Turan İmparatorluğu" kurmak gibi, "okumamış düşünür" merhum Attila İlhan'ın ülkemize kaktırdığı Mirseyyid Sultan Galiyev hayalleri peşinde koşsunlar...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA