Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Hijo de Espadero

Aman Allah'ım, gözlerime inanamıyorum!
Bu bayrak, bu üç renkli bayrak (sarı, kırmızı ve mor), bugüne kadar yalnızca filmlerde gördüğüm, 1939 yılında tarihe karışmış İspanya Cumhuriyeti'nin bayrağı mı?
Adamın biri sırtına sarmıştı. Hemen resmini çektim. Sonra bir baktım, ohohoo, meğerse ibadullah! Hemen her katılımcının elinde.
Kaldırımda satıyorlar da, üç avro, ne yazık ki kumaş değil polyester.
Üç papeli toka ettim aldım, boynuma sardım. Sağ elimi yumruk yaptım, Robert Capa'nın ünlü fotoğrafındaki Uluslararası Tugay savaşçıları gibi şakağıma götürdüm, bizim hanım bunun da resmini çekti.
Aleyhimde kullanmaları için Aydın Doğan grubuna satıp İspanya gezimin masrafını çıkarmayı düşünüyorum...
1 Mayıs sabahı, Cibeles meydanından Puerta del Sol meydanına yürüyoruz, ben ve sevgilim ve arkadaşlar!
Fakat şairin istediği gibi çoğala çoğala değil. Üstelik kavga gürültü yok, sopa yok, dayak yok, polis seyrediyor, belediye işçileri de arkamız sıra caddeyi süpürerek geliyorlar.
Toplasan toplasan iki bin, üç bin kişi..
Öyle bizdeki gibi milyonlarca(!) değil...
İspanyol Komünist Partisi birkaç orak çekiçli bayrak çıkarmış, bir avuç da Maocu...
Bunun dışında, sendika flamaları, UGT ve CCOO...
Anarşistler yok. Karalı kırmızılı CNTFAI bayrağı arıyorum, yok. Ya Madrid'de kökleri kazınmış, ya da Barcelona'da kalmışlar (keşke ben orada kalsaydım, hızlı trene binip Madrid'e gelmeseydim, eminim orası daha şenlikliydi)... Oysa iç savaşta komünistlerden ve sosyalistlerden çok daha kalabalık, çok daha etkindiler.
İşsizlik sorununa çözüm istiyorlar. O kadar. Birkaç kişi "huelga general" diye slogan attı (genel grev demek), "viva la revolucion" diye de kimse bağırmadı.
Bir kere Enternasyonal marşı söylendi, henüz yürüyüşe geçmeden, bir kerecik de o ünlü Comandante Che Guevara şarkısının elbette "disko remiksi" çalındı, o kadar.
Ben de bekliyorum ki nostaljik takılsınlar, onlarla birlikte, boynumda cumhuriyet bayrağı, iç savaşın simgesi Varşova Marşı'nı haykırayım: Negras tormentas agitan los aires, nubes oscuras nos impiden ver... A las barricadas, a las barricadas revolucionarios, por el triunfo de la Confederacion!
İnsan hiç olmazsa "Si Me Quieres Escribir" şarkısını söyler, değil mi? Bana yazmak istersen eğer, yerimi biliyorsun, Üçüncü Karışık Tugay, ateş hattında en ön sıra!
Puerta del Sol meydanından ufak ufak ufak dağıldılar, biz de gittik sangria içmeye.
Bu kadarcık işte.
Bu ne biçim 1 Mayıs yahu, kimse AKP'ye küfür etmiyor!
İspanyol işçi sınıfı boğacıklarına bile sahip çıkamadı da, bereket uluslararası destek İstanbul'dan gelmiş: Bizim enteller, dönünce öğrendim, Taksim'de "İspanya'da boğa katliamına son" diye pankart açmışlar.
Onlar burada yaralarını kaşıyadursunlar, ben de İspanya'da demokrasiyi öğrendim.
Dünyanın en ileri demokrasisinin özelliğini...
İspanya'da cumhuriyet bayrağı, yani başka bir rejimin bayrağı, iç savaşta yenilip tarihe karışmış bir devletin bayrağı yasak değildi.
Kralın iki renkli bayrağı dalgalanıyordu direklerin üstünde, altında biz, cumhuriyetin üç renkli bayrağıyla yürüyüş yapıyorduk.
Hadi 1 Mayıs günü Taksim'de Osmanlı bayrağı aç da, polisten önce Aydın Doğan'ın askerleri üstüne saldırsınlar...
Dedim de, tatil bitti efendim, "memleket meselelerine" süratle dönmem şart. Bedenimi getirdim ama kafamı da getirmem gerekiyor.
Baksanıza, Kılıçdaroğlu diyecektim, aklım tercümesine gidiyor: Hijo de Espadero!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA