Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

İçler acısı

Melike Demirağ bir burjuva kızıdır.
Babası çok zengindi. Çok güzel bir kızdı, şimdi elli altı yaşında.
Bayan Demirağ aynı zamanda solcudur. (Sözün burasında solcular hemen "ne olmuş yani, Karl Marx da burjuvaydı, Friedrich Engels de" diyeceklerdir. Daha önce hep öyle yaptılar.)
Demirağ'ın neresinin solcu olduğunu bendeniz otuz sekiz yıldır merak ederim.
Sayın Demirağ solculuk "mertebesine" Yılmaz Güney'in "Arkadaş" filminde oynayarak ve bu filmin ünlü şarkısını söyleyerek ulaştı.
Başka bir eylemini de otuz sekiz yıldır duymadık, hatırlayan varsa bana bildirsin.
Tarık Akan'la başka bir filmde oynamak ya da 1980 darbesinden sonra "heyheylenip" ülkeyi terketmek eylemse...
(Başka bir solcu, Demir Özlü de aynı sıralarda aynı şeyi yapıp İsveç'e yerleşti, İsveçliler onu bayağı önemli bir Türk yazarı ve solcusu sandılar, ne güzel...)
Bu "Arkadaş" filmi solcular için bir "kült film" haline gelmişti.
Sinema sanatının evrensel ilkeleri açısından bakınca, hemen bütün Yılmaz Güney filmleri gibi kötü bir Yeşilçam filmidir.
Bu filmde Yılmaz Güney'in oynadığı kişi, elinde bir kitapla Korukent tatil sitesinde dolaşıyor, denize giren burjuva kızlarını onlarla yatarak "bilinçlendiriyordu"...
Filmin başka da bir marifetini hatırlamıyorum, bilen varsa bildirsin.
Filmin şarkısının da neresinin "solcu" olduğunu otuz sekiz yıldır çözemedim.
Güzel bir aşk şarkısıdır.
Bir faşiye de bir erkek faşiste şu sözleri söyleyebilir yani: "Bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş, bir bakarsın volkan olmuş, yanmışsın arkadaş..."
Ben size "eskilerden" benzer bir şarkı söyleyeyim, içindeki solu siz bulup çıkarın: "Bir rüzgârdır gelir geçer sanmıştım, meğer başımda esen kasırgaymış sevgilim... Gönül oyunudur, bunun izi kalmaz demiştin, meğer içimde yanan bir volkanmış sevgilim..."
Değerli sol sanatçı Melike Demirağ, geçen gün Silivri tutuklularını ziyaret etmiş.
Tabii ki onlara "Arkadaş" şarkısını söylemiş. (Diğer şarkılarından birini, "Pışşık" şarkısını söyleyecek değildi ya...)
Yani, oranlama yoluyla, Silivri tutuklularının da solcu olduklarını amigo basın kabul ve tescil ediyor.
Böylece, sağcı iktidar solcuları içeri tıkmış oluyor.
Salonda büyük bir alkış kopmuş. Tuncay Özkan, "bu şarkı için bir dört yıl daha yatarım" demiş.
Hani Zülfü Livaneli gidip "Yiğidim Aslanım"ı söylese, yiğitliği ve aslanlığı üzerine alınıp bir sekiz yıl da ona yatacak. (Sahi, Livaneli Silivri'ye niçin gitmiyor? Bilet kesmek mümkün olmadığı için mi?)
Zaten Tuncay Özkan yatmayı seviyor.
Sahip olduğu televizyon kanalını bilmemkaç milyon dolara sağcılara satmadan evvel televizyon kameraları önünde "beni de alın içeri, beni de" diye çok yırtınmıştı... "Birkaç gün tutup bırakırlar, kahraman olurum" diye düşünmüştü herhalde...
Tuncay Özkan da solcuymuş,
Herhalde sosyalizmin "nasyonal" kanadından olsa gerek...
Bravo Melike arkadaş, başarılarınızın devamını dilerim. Ama artık yeni bir şarkı da yapsanız fena olmayacak ha, bu çok bayatladı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA