Kılıçdaroğlu muhterem, hükümeti "işgal devletinden talimat alan İstanbul hükümeti gibi davranmakla" suçlamış.
Malum edebiyat...
Üçüncü sınıf muhalif gazete edebiyatı: Mütareke basını, Ali Kemaller, Damat Ferit hükümeti, Sevr antlaşması falan filan... İmparatorluk kuruluyor, İstanbul başkent, Tayyip padişah... Hariciye nazırı da Davutoğlu Ahmet Paşa...
(Bu fakire de Refik Halidlik mi düşüyor yoksa? Keşke onun kadar iyi Türkçe bilseydim...)
"Ankara hükümeti" deyince ya birileri de çıkar, "zart zurtçuluğun tadı damaklarında kalmış İttihatçı eskisi birtakım bürokratların, kurtuluş savaşını yürüten diğer halk kesimlerine kazık atarak el koydukları ve otuz sene de bırakmadıkları iktidar" çağrışımı yaparlarsa, Kılıçdaroğlu'nun hoşuna gidecek mi?
Muhterem keşke başbakanlık makamını "arzu etmekten utanç duyulacak bir mevki" olarak görmese de, kendisi seçim kazanıp hükümet olabilse...
Ankara, İstanbul, Edirne, Ardahan, Çemişkezek, Kızılçakçak farketmez...