Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

İqra ya Kemal Effendi!

Biz bu memlekette "Ankara'yı Yunan ordusuna yakıp yıktıran" başbakan da gördük, kendisi bir de profesördü.
Biz bu memlekette, Parvus namıyla maruf Alman gizli ajanı Alexander Israel Helphand'ı, ülkemizde "Parvus Efendi" adıyla tanınmasına bakarak "Türk büyüğü" sanan kendince başbakan adayları da gördük.
Hani duymuşluğu olsa, bando mızıka komutanı Yarbay Lange Bey'i de Türk subayı sanacak...
Bugün konumuz gene o vatandaş.
Yok, Parvus değil, Ergenekon örgütünün nerede olduğunu merak eden ve üye olmak isteyen vatandaş.
Herkes cumhuriyetin erdemlerini her fırsatta sayıp dökmeyi görev biliyor ya, bu da yerli yersiz demiş ki: "Cumhuriyet sayesinde ben CHP genel başkanıyım, Gül cumhurbaşkanı, Erdoğan da başbakan..."
Retorik sanatında buna "totoloji" denir ve böylesine de şapka çıkarılır (cumhuriyet olmasaydı fes çıkaracaktık.)
Elbette cumhuriyet olmasaydı bir Cumhuriyet Halk Partisi de olamazdı, dolayısıyla onun genel başkanı da özel başkanı da.
Olmayan cumhuriyetin bir cumhurbaşkanı da bulunamazdı tabii.
Fakat Osmanlı'da "başbakanlık mevkii" yok muydu acaba?
Yoktu diyeni herhalde ilkokulun üçüncü sınıfında çaktırırlar, dörde geçemez.
Canım, önceleri "vezir-i azam" vardı, sonraları resmi titri aynı kalmakla birlikte günlük uygulamada "sadrı azam" denildi, başbakan değil ki...
Ona bakarsanız cumhuriyette de elli yıl öncelerine kadar başbakan yok, "başvekil" vardı.
Kılıçdaroğlu'nun asla olamayacağı şey yani.
Yok yahu, hazret "köylü çocuklarının bile başbakan ya da cumhurbaşkanı olabilmeleri fırsatını" cumhuriyete bağlıyor.
Gül, Kayserili küçük bir esnafın oğlu, Erdoğan da Kasımpaşalı ya (Kılıçdaroğlu'nun ifadesine göre "Rize'den yırtık ayakkabıyla gelmiş"), onu demek istiyor.
Tabii kendine de, Dersim'den çarığını çekip gelmiş ve Ankara bürokrasisine yazılmış bir Kürt bebesi olarak pay çıkarmaya çalışıyor. (Tövbe, ülkemizin önde gelen faşistlerinden birinin iddiasına göre Orta Asya'dan gelmiş, Horasanlı, tıpkı Osman Gazi gibi Oğuz Türkleri'nin Kayı boyundan, Kürtlük'le falan alakası yok.)
Otursun Osmanlı tarihini öğrensin. "İnce Memed" okumakla öğrenemez, ciddi kitaplar okusun.
Devşirme yöntemiyle oluşturulan kapıkulu sınıfını, yani Osmanlı bürokratlarının köylü kökenlerini ve bunlardan kaçının Vezir-i Azam mertebesine yükseldiğini araştırsın.
Sonra dönsün, pek sevdiği Talat'a baksın.
İttihat ve Terakki gizli örgütünün lideri Talat, Edirne Postanesi'nde telgraf memuruydu! Kırcaali'nin Çepelce köyündendir.
Kılıçdaroğlu, sonradan paşa olduğuna bakıp (sivil paşa), onu "zadegân" sınıfından sanıyor olmalı...
Böylece, Talat'ın "cumhuriyet sayesinde" başbakan olmadığını da öğrenecektir.
Sizi bilmem ama ben cahil adama oy vermem.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA