Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Eloğlu yapıyor

Hafta sonu Berlin'deydim. Saray inşaatı bayağı yükselmiş, ikinci katı çıkmışlar. Hele o Türk müteahhidin Leipzig Meydanı'na, eski ve ünlü Wertheim mağazasının yerine yaptığı devasa işhanı bitmiş de camlarını bile takmışlar, elektronik eşya satıcısı Saturn şubesiyle gelmiş köşeye yerleşmiş bile... Sonbahara açılışı var. (Bazı Türk gazetecileri bu işhanının "Hitler'in sığınağının yerine" yapıldığını sanıyorlar, onun yüz metre kadar güneyindedir.)
Saray, imparatorluk sarayı.
Hep bildiğiniz gibi İkinci Dünya Savaşı'nda Berlin bombardımandan yanmış yıkılmıştı. Fakat bazı binalar, özelikle kamu binaları, şaşılacak derecede sapasağlam ayakta kalmışlardı.
Bunların başında Kaiser Wilhelm'in eski sarayı geliyordu.
Bir diğeri, Dr. Goebbels'in Propaganda Bakanlığı.
Bir diğeri, Mareşal Goering'in Hava Bakanlığı, Luftwaffe binası.
Bir diğeri, Wertheim mağazası, günümüzün deyimiyle AVM'si. (Onun en büyük rakibi KaDeWe mağazası çok daha fazla hasar görmüştü, bugün Avrupa'nın en büyük mağazasıdır, hele yiyecek içecek bölümü akıl durdurur.)
Komünistler, küçük bir restorasyonla pekala pırıl pırıl olabilecek imparatorluk sarayını 1950 yılında dinamitle yıktılar. (Boş arazi kaldı, aşağı yukarı aynı yere yetmişli yıllarda sevimsiz hatta çirkin bir "halk sarayı" yaptılar, inşaatta asbest kullanıldığı için Almanya'nın birleşmesinden sonra o da yıkıldı.)
Acaba sarayı "pis aristokratların emperyalizmini" simgelediği için mi yıkmışlardı? Wertheim da herhalde "pis kapitalistlerin mal satma ve para kazanma tutkusunu" simgeliyor olsa gerekti.
Peki o zaman, o buram buram "otuzlu yıllar Ankarası'nın faşist mimarisi" kokan Luftwaffe binasını niçin yıkmamışlar, tam tersine Doğu Alman bakanlıklarını oraya yerleştirmişlerdi? (Yalnızca gamalı haçları sökmekle yetindiler.)
Goebbels'in çöplüğüne niçin sahip çıkmışlardı?
Ne bileyim? Kılıçdaroğlu'yla "büyük uzlaşan" ve İhsanoğlu'nun adaylığı açıklanınca apışıp kalan Türk komünistlerine sorunuz, belki onlar bilirler. Gerek saray, gerekse Wertheim alışveriş merkezi, pekala içinde sinemalar, tiyatrolar, lokantalar, konferans salonları, spor salonları barındıran birer kompleks olarak işe yarayabilirlerdi...
Wertheim'ın yerine işhanı yapıldı ama şimdi saray tastamam böyle olacak işte: "Fasadı" eskisinin taklidi ama içi bambaşka. Önce sarayın "bire bir" maketini yaptılar aynı yere, tahtadan ve muşambadan. Halk, hele yeni kuşaklar, sarayın "suretini" yerli yerinde görmek olanağını buldu, fikir sahibi oldu.
Biz Taksim'de bunu yapmadık, yapamadık, beceremedik, akıl edemedik.
Topçu Kışlası'nın sureti bir maketle somut olarak halka yerinde gösterilebilir, halk bu görüntüye ısındırılabilirdi. (Almanya'dan mimar çağırmaya da gerek yoktu.)
İkinci yanlış, hükümetin gözünü oymak için fırsat kollayan muhalif basına dağıtılan proje maketinde, meydanın terkedilmiş, soğuk, bomboş, hatta taş zeminli gösterilmesi oldu. Bolca ağaçlandırılır, ağaç kesilmesini bahane eden entel zibidilerin sesi kesilirdi. Ve de referandum yapılır, İstanbullu'dan onay istenirdi. Sonuçta, eloğlu sarayını yetmiş yıl sonra yerine koyar, biz bir dandik kışlayı koyamayız

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA