Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Türkçe yazalım, belki anlarlar

Bu köşede, hem de kaç kere, Twitter denilen ve birtakım psikopatların ruh çöplerini boşalttıkları İnternet sitesiyle hiçbir ilgim ve ilişkim olmadığını belirttim. Türkçe bilen anlar.
Orada açılmış hiçbir "hesabım" da yoktur. Hele Instagram dedikleri bir yer varmış, ne oraya ne de Twitter'e bugüne kadar merak edip bir kerecik "girip bakmış" bile değilim. Keza, Facebook adlı siteyle de ilgim yoktur. Gazetem, bütün yazarlarına yaptığı gibi bana sormadan orada bir sayfa açmış, yazılarımı iktibas ediyor, bakmıyorum bile...
Birçok masumun başını yakan rezillik benim de başıma geldi: Adımı kullanan bir şerefsiz, Twitter'de ona buna hakaretler yağdırıyormuş. Üstelik böyle bir de değil, üç-dört ayrı kişi varmış.
Bekir Coşkun'a da benim adımla hakaret etmişler, Bekir de suç duyurusunda bulunmuş.
Burada defalarca belirttik ilgimiz olmadığını... Bekir bunları ya okumuyor, ya da bu yaptığı işgüzarlıktan "fırsat bu fırsattır" diye gizli bir zevk alıyor.
Gerek ben gerekse avukatlarım, bu açıklamamızın "ihbar" kabul edilerek Twitter'de adımı kullanan kişi ya da kişilerin yakalanmaları ve cezalandırılmaları için suç duyurusunda da bulunduk. Resmi dilekçe de verdik.
Tık çıkmadı.
Emniyet Müdürlüğü'nde bir "sanal suçlar şubesi" var. Siber suç mu, ne diyorlarsa artık... Burada çalışan polisler devletten maaş alıyorlar.
Bu ülkede ayrıca, kendisine verilen ihbar dilekçesini işleme koymakla yükümlü, polisi suçluları yakalamaya yönlendirecek ve gene devletten maaş alan, çok tarafsız savcılar da var.
İnternet'te "çocuk pornosuyla" iştigal eden sapıkları şıp diye yakalayan kahraman Türk siber polisi, başkasının imzasıyla ona buna hakaret eden sapıkları yakalayamıyor mu? (Pornocuları Avrupa polisi saptayıp bildirince yakalamak kolay, Apo'yu Amerikan istihbaratının bize teslim etmesi ve bizim politikacıların da "kendileri yakalamış" havalarına girmeleri gibi...)
Benim kullandığım bilgisayarın elektronik adresi bellidir, bu Twitter serserisinin, bu sapığın, bu ruh hastasının adresi niçin bulunamıyor? "Mümkün değil" denecekse o şube niçin açılmıştır, fiyaka olsun diye mi? (Amerika'ya yazıyorlarmış, "düşünce özgürlüğü" diye bir cevap geliyormuş.)
Sayın savcı da anlayıp dinlemeden, sözlü ifademe bile başvurmadan "re'sen" şak diye davayı yapıştırıyor...
Bir kere daha söylüyorum: Twitter'de hiçbir hesabım yoktur, bugüne kadar oraya olumlu ya da olumsuz tek satır bile, tek kelime bile yazmış değilim, Bekir Coşkun'a hakaret etmiş değilim, Bekir Coşkun'a hakaret etmem için hiçbir neden yoktur, kaldı ki böyle bir şey yapacak olsam bunu sanal ortamlarda kancıkça değil, burada kendi köşemde erkekçe yaparım.
Bekir Coşkun hangi garezin dürtüsüyle neyin intikamının peşindedir? Amacı başımı ağrıtmak mıdır? Hesabını iktidarla göremeyince gözüne bizi mi kestirdi?
Biz bu tür şeyler "eski Türkiye'de" kaldı sanıyorduk, yanılmışız. Yazıklar olsun.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA