Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Bazı kafalar kesilecekti

Kemal Bey sık sık yalan konuşuyor da Muharrem Bey doğru mu konuşuyor? Yooo... O da sallıyor...
Fakat kendisi bir süre daha "CHP'li kimsesizlerin kimsesi" olmayı sürdüreceği için Kemal Bey'inkiler kadar çarpıcı olmuyor uçurduğu balonlar.
Tövbe, şu bir türlü ortaya çıkamayan "Amerikalılar" hariç!
Aslında Muharrem Bey de Kemal Bey gibi "partisinin ezberlerini" tekrarlıyor.
Çünkü sorgulamaya kalksa oyları büsbütün düşecek.
O zaman gerçekleri ortaya çıkarmak da bizlere kalıyor.
Bunlardan biri, "CHP'nin milli mücadeleyi gerçekleştiren parti olduğu" safsatasıdır.
CHP, milli mücadeleyi gerçekleştiren parti değil, milli mücadeleyi yürüten "kanatlardan biri" tarafından kurulmuş partidir. Bu kanatlar arasında padişahçılar da vardı dinciler de. Bu iki kanat tasfiye edildi, 1923 seçimlerine sokulmadılar. Niçin? Lozan Antlaşması'nı onaylayacak "munis" bir meclis oluşabilmesi için.
Temeli, İttihat ve Terakki'nin Anadolu'nun çeşitli illerine dağılmış "B kadrosu" tarafından kurulmuş çeşitli Müdafaa-yı Hukuk Cemiyetleri'dir.
Bunlar Ankara yönetimi tarafından birleştirildiler ve Cumhuriyet Halk Fırkası doğdu.
Ne zaman mı? 11 Eylül 1923'te. O zaman adı Halk Fırkası'ydı.
Altı hafta içinde cumhuriyet kuracak kadar maşallah "cevvaliyet" gösteren partinin adına sonradan cumhuriyet eklendi.
Bu parti devleti kurmamış, tam tersine devlet tarafından kurulmuştur.
Yani, milli mücadeleye önderlik eden hepsi "eski İttihatçı" subaylar ve onların müttefiki sivil bürokratlar tarafından.
Dünya savaşında yenilerek halkın tepkisini çekenler, bu kez kurtuluş savaşını kazanarak kendilerini affettirdiler.
Mi acaba?

***
Aslına bakarsanız, cumhuriyet 29 Ekim 1923'te kurulmamıştır.
O tarih sadece "fiili durumun tescili" sayılır.
Cumhuriyet, saltanatın kaldırıldığı 1 Kasım 1922'de kurulmuş sayılmalıdır.
Devlet başkanlığının "veraset" yoluyla geçmediği her rejim, cumhuriyettir. (Hitler Almanyası da bir cumhuriyettir, Lenin ve Stalin Rusyası da)... TBMM, hükümetiyle ve başkanıyla cumhuriyet sıfatını her anlamda daha 1 Kasım 1922'de haketmişti.
Bir yıl sonra, yeni doğmuş çocuğun "adı kondu"...
Biraz muhataralıdır. Ortada "teknik" bir sorun vardır.
Oybirliği olmadığı gibi oyçokluğu da yoktu.
334 milletvekilinden 158'inin oyuyla ilan edildi, yani yüzde 48!
Oysa 168 oy gerekirdi...
176 kişi, yani çoğunluk, oturuma katılmadı.
Bu karar alınmasaydı ne olacaktı?
Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın deyimiyle "ihtimal bazı kafalar kesilecekti"...
Çünkü Kılıçdaroğlu'nun deyimiyle cumhuriyetin harcı laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olarak karılmıştı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA