Boşanma denildiğim zaman ilk akıllara çocukların velayeti ve nafaka geliyor. Genelde boşanma gerçekleşeceği zaman bizlere ilk velayetin kime verileceği soruluyor. Almanya'daki Türk müvekkillerimiz bu soruyu endişe içinde yöneltir.
Bunun sebebi de genelde boşanma ile velayetinde sanki yeniden düzenlenmesi gerekiyormuş düşüncesidir. Çünkü Türkiye'deki boşanmalarda velayet boşanma ile ele alınır. Almanya'da her zaman ortak velayet önceliklidir ve boşanma olunca illa değişmesi gerekmez. Yani velayet ortak kalır. Eğer belirgin sebepler oluşur ya da çocuğun refahını etkileyen bir durum gelişirse, o zaman taraflardan biri velayet davası açabilir. Aksi takdirde boşanmada hakim bu işe karışmaz.
Stajyerim Yurdagül Şanlı, Türkiye'de velayetin nasıl ele alındığı konusunda çalışma yaptı. Size o çalışmayı aktarıyorum. Velayet, küçüklerin malları ve şahsı üzerinde ana ve babanın sahip olduğu görev, yetki ve hakların tümünü ifade eden kavramdır. Velayet hakkı anne babaya tanınan bir hak olup aynı zamanda çocuğun yaşamsal hakları üzerinde ana babanın sorumluluğudur.
Velayet kararını hakim veriyor
Türk yasalarına göre ergin olmayan çocuk anne babanın velayeti altındadır ve yasal sebep olmaksızın velayet hakkı anne babadan alınamaz. Boşanmanın varlığı halinde ise ayrı bir dava açılmasına gerek olmaksızın, hakim velayetin anne ya da babadan kime ait olacağına karar verir. Her ne kadar ortak velayet kavramı Türk Hukuku'nda şu sıralar çokça tartışılan bir kavram olup, Yargıtay 2. Hukuk 20.02.2017 içtihadıyla gündeme gelmişe de Aile Mahkemeleri'nde ortak velayete ilişkin karar henüz yok denilebilecek kadar azdır.
Sorumluluk ortadan kalkmaz
Esasen Türk Medeni Kanunu'nun 353. maddesinde "Evlilik sona erince velayet kendisinde kalan eş" lafzen yorumundan da anlaşılacağı üzere Türk Hukuku'nda velayet hakkı boşanma ile birlikte anne ya da babadan yalnızca birine verilir. İşte bu sebepledir ki velayet hakkı boşanmanın en önemli sonuçlarından biridir. Velayet hakkının anne ya da babadan hangisine verileceği hususunda hakim çocuğun menfaatini göz önüne alarak takdir eder.
Ancak önemle belirtmek gerekir ki, velayet hakkı kendisine verilmeyen tarafın çocuğa yönelik sorumlulukları ortadan kalkmamakta, bu yükümlükler çocuk ergin kılınıncaya dek devam etmektedir.