Dünkü köşesinde Hıncal Abi'nin son derece haklı olarak; "sonunda taksiler de bozuldu" dediği ve Londra taksi(ci)lerini anlattığı yazı, üniversite yıllarında geceler boyu Heatrow- Green Lines arası 'minikap'çılık (bir anlamda korsan taksi) yaparak harçlığını çıkaran bendenizi, seneler öncesine götürüp, duygulandırdı.
Kafama güüüm!..
Yazıyı keyifle okuyup bitirdikten sonra aşağıya; "Basketbol yayınında bir felaket ki" başlığı altındaki bölüme geldim. Ve az sonra birden bire kafama odun yemiş gibi oldum. Sky tv'de basket yayınını anlatan spikeri beğenmemiş ve eleştiriyor. Elbette hakkıdır, elbette beğenmemesi de, eleştirmesi de ana sütü gibi helaldir. Ancak beni üzen ve şaşırtan, satır araları. Genç, deneyimsiz ve belli ki fazlaca geveze bir meslektaşımız için, çocuğun patronlarına şöyle yol gösteriyor: "Belli ki Sky Türk yöneticilerinin hiçbiri bu yayınları izlemiyor. İzleseler beş dakikada kapının önüne koyarlardı."
Allah korusun!
Şimdi, bu arzunuz Allah'tan reva mı yani abi? Kapıya koymak. Yani kovmak. Nasıl bir yönlendirme bu böyle? Artık mesleğin duayen konumuna gelmiş bir 'gazeteci piri'nin, Hıncal Abimizin; bırakın kalemini, zinhinden bile mesletaş kovdurmak geçmesi olacak iş mi? Dahası: "Sesi kısılsın diye o çaylağa öyle beddualar ettik!" ne demek? Beğenmediğiniz bir futbolcu için "ayağı kırılsın!" diye de beddua ediliyor mu sizin oralarda abi? Kafama son takılan da şu. Abimiz maç anlatanların arada reklam spotları okumasına da kızıp; "Sunucu böyle bir emri uygulamayı nasıl kabul ediyor? İnsanın mesleğine saygısı yok mu? Ben şimdi bu yazının paragraf aralarına reklam spotu koyup para kazansam olur mu?" diyor.
Çaylar bizden!...
İyi de abicim spor tartışma programı yaptığınız Kenan Onuk ve Haşmet Babaoğlu'yla, aynı format, aynı jargon, aynı jest mimiklerle çay reklamı yapmanıza ne demek gerekiyor o zaman? Etikse orada da etik, RTÜK'se orada da RTÜK. Çünkü ne diyor üst kurul: "Toplumu yönlendirme, eğitme konumunda olan kişiler reklamlarda oynayamaz. Siz (Allah başımızdan eksik etmesin) her konuda az mı eğitiyorsunuz toplumu? Hem sadece bizi de değil, Mısırdan, Londra'ya kadar herkese ne, nasıl yapılır anlatmıyor musunuz?