Türkiye'nin en iyi haber sitesi

SAVAŞ AY

Benim cananımdı

Balkan kardeşler cinayetinin eski sanığı ve öldürülenlerden Ebru Balkan'ın evli ve beş çocuklu sevgilisi Fikret Aydın 3 yıl sonra ilk kez SABAH'a konuştu

Gazeteden çıkmış eve gidiyorum. Saat 20.30 suları. Fındıklı kavşağına doğru telefonum çaldı. Açtım ve tok bir ses duydum; - Merhaba, ben Fikret Aydın. Uygun yere çekip kontağı kapattım. Sonrasında yarım saate yakın konuştuk onunla. Ama daha başlarken Fikret Aydın olduğundan emin olmak için bazı sorular sordum önce;

* Kusura kalmayın ama sizin o olduğunuzu anlamam için bana yanıt verin lütfen. Dün ben sizin yakınlarınızdan kiminle nerede nasıl görüştüm?
- (Gülerek) Dün Avukatım Kamil Balkır ve kardeşim gazetenize geldi. Dosyayı getirdiler. Ve mesela ev taşıma işini konuştunuz

* Tamam o zaman. Buyurun anlatın. Bir anlamda söz savunmanın olsun yani. Olayın olduğu yerde ilk madem ki sizdiniz niye terkedip uzun süre kaçak gezdiniz?
- Davanın başından beri kimseyle konuşmadım ben. Geçen hafta yaptığınız programda aleyhime çok laf edildi. Ama ilk kez bu işin gerçeğini araştırmak isteyen biri olarak algıladım sizi. O nedenle konuşuyorum. Evet olayı ilk ben gördüm ve polise haber verilmesini sağladıktan sonra uzaklaştım oradan. 45 gün sonra teslim oldum.

* Neden?
- Bizim geleneksel bir aile yapımız var. Babam hacı. Annem namazında niyazında. Ama bir şekilde ben Ebru'yu sevdim. Özelime fazla girmeyeceğim. Ben o kızı, Ebru'yu çok, pek çok sevdim. Annesinin babasının canıysa benim de cananımdı o. Şimdi bu iki masum kızın katilinin serbest kalmasına yol açacak kadar öfke var bana ailede. Anneye söylediğim bir laftan tavrı var.

* Hakaret mi ettiniz?
- Önemli değil ne olduğu. Ama yemin ederim ki rahmetli Ebru annesini hiç aramıyordu. Çünkü onunla görüşmek istemiyordu. Aralarında özel bir durum bu. Biliyorum ama söylemem. Suçsuz insan olay yerini niye terk eder de bir ay sonra teslim olur... Dava dosyasını bir kez okusanız anlarsınız, kim suçlu kim masum. Arkadaşlarıma polise haber verin deyip uzaklaşıyorum oradan. Ertesi sabah gazeteleri açınca ismimi görüyorum katil diye. Şaşkın halde gizleniyorum birkaç gün. Sonra polisi arıyorum. Bana "Biz seni alacağız ama böyle değil. Teslim olmayacaksın biz alacağız seni. Şeklini de göreceksin sen" diyorlar.

PEKER'LE TANIŞIRIZ
* Niye yapsın ki polis böyle bir şeyi?
- Bunun evveliyatı var. Gerekirse anlatırım Savaş bey. Bir ay sonra Kadıköy Adliyesine gidip Ben Fikret Aydın'ım gıyabi tutukluyum diyorum. Buna rağman alıp arabaya götürüyor ve rahatsız edici durumlar yaratıyorlar bana. İçeri girdiğimde epey süre müteferrikada kalıyorum. Aradan epey vakit geçtikten sonra Paşakapısı'na gelmiş bu Seylan Çördük. Benim ondan haberim bile yok. Adamın ağır cezada yargılanışı var başka bir davadan. Yine aynı şekilde temizlik şirketi sahibi kılığında eve girmiş, elindeki poşette çamaşır ipi var. Bir kadını yine bıçak zoruyla gasp etmiş. Daha önceden 16 ayrı sabıkası var.

* Peker'le görüştünüz mü?
- Görüştüm. Beni dinledi. Başkaca bir yaptırımı olmadı. Eşimin kardeşinin karısıyla Sedat Peker'in eşi kardeştir.

* Tanıklardan Sündüz Sütçü sizi teşhis etmiş ama..
- Kadın hastaymış. Serumlarla alıp getirmişler. "Saatlerce bekledim gücüm kalmadı. Bunlardı deyip kurtulabilmek için yaptım" dedi.

* Sizi arayan polis niye teslim almadı?
Bir gün bir üst düzey müdür çağırdı beni. O şahsın altınlarını zorla aldığını söylemezsen İstanbulu sana dar ederim dedi. Reddedince bana kafayı taktı. zor...

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.