Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SAVAŞ AY

Küçükken "Bayram gelmese keşke" derdim

Her çocuk bayramı sever. Eskiden de böyleydi, bundan böyle de herhalde böyle olacak. Ben istisnaydım dersem yadırgamayın, inanın olmaz mı?

Söker
alırdı
Çocukluğumda bayram gelmesi yalnızlık anlamınaydı benim için. Anam babam
sahne sanatıyla iştigal ettikleri için bayram seyran yılbaşı filan günleri söker alırdı onları İstanbul'dan.

Duymak
isteyene
Gider uzun süreler gelmez, gelemezlerdi.
İçime artık nasıl işlemişse bir gün şiir tadında bir öykü yazdım. Adını "şarkıcının oğlu" koydum.
Duymak ister misiniz?.. Şarkıcının oğlu
Anne!
Sen yoktun ya...
Hani uzar giderdi ya turne ayları...
Sensiz koyardı ya şarkılar...
Şarkılarda sen hasreti söylerdin.
Bir çocuk hasreti bir başına çekerdi ya
bir Üsküdar sığınağında...
Ne bileyim,
Bir defasında belki bir akşam üstü,
Birinde bir kuşluk vakti belki...
Düşünde olsun, daha fazla yaşatabilmek için seni,
Mahallede bir tek o çocuk;
'annesinin ölüsünü öpmezdi'
yemin ederken...
Yatılı mekteplerin acımasız hükmü
geçmezken hafta sonu çocuklarına...
Bir tek o sensizliğe yenik ve esir yaşardı
pazarı ve cumartesiyi de.
Şimdi küfürbazlığa dönüyorsa dili;
Sevgi sözcükleri yerine,
Sokağın dilini emdiğindendir ana sütü yerine.
Küfrü sevgi gibi, sevda gibi, özlem gibi, kavuşmak gibi belleyip, bileyip, bildiğindendir yani;
terbiyesizliğine verme...
Peki ben şimdi
Şimdi ben aslında, kimin gözleriyim anne?
Elim, tenim, saç telimde saklı tılsımların buharı genzimi yakarken,
Kimin kuyularından çekilmiş sularla beslenir akıttığım gizli göz yaşları? Çocuktum
Elbette kanayacaktı dişim, dizlerim, yerlere düştüğümde
Beni en çok senin görmediğin yerlerde ve yerler yerine
sensizliğe düştüm anne!
En çok yokluğunda ağladım.
En çok hasretinde kanadım...
Şimdi ben çok uzak bir geçmişin kuyularına düş kovalarımı daldırırken,
Oyunlar, oyuncaklar yerine en çok kulisleri anımsıyorum anne;
Çocuk uykularımı çalan hırsız darbukaları, gürültücü kemanları,
Fırdöndüsüz, tombalasız, portakalsız geçen yılbaşlarını hatırlıyorum anne...
Her bayram sabahı, seninkiler yerine ellerini öptüğüm, yalnızlığın dev analarını, Harçlıksızlığa değil, sensizliğe sitem edip iç çektiğim anları,
Baştan aşağı pekiyi karnelerimi ilk sana gösteremediğimi anımsıyorum...
Bir de
Bir de şarkıların güzeldi anne!
Öyleyse şimdi bi kere de, içinde hasretin zerresi bile geçmeyen o şarkını, Bu kez 'Şarkıcının Oğlu' için söyle...

Az
ötede
İşte böyle dostlar. Bayram günleri gelince hep eskiye, uzak geçmişime dalıp gidiyorum hala. Haaa bu arada, güzel anacığıma, " benim için oku" dediğim şarkıyı merak eden vardır belki.
Onu da az öteye koyu siyah harflerle
yazdım dedim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA