Türkiye'nin en iyi haber sitesi

YÜKSEL AYTUĞ

Su birikintisi için sonar gerekmez!

Meğer ?Ben Evleniyorum? ne derin, ne felsefi anlamlar içeriyormuş. Bir meslektaştan öğrendim!

RADİKAL gazetesi yazarı, değerli meslektaşım Nur Çintay geçen gün köşesinde beni eleştirmiş. "Ben Evleniyorum" u "sığ" bir yarışma olarak nitelediğim ve İstanbul'un göbeğinde bombalar patlarken bu yarışmanın TV8'deki "Derin Haber" programında dakikalarca tartışılmasını yadırgadığım için... Meğer Nur Çintay, "Ben Evleniyorum" un hastasıymış. (Abartmıyorum, aynen böyle yazmış) Ne diyelim? Derdini veren Allah, derman da verir inşallah! Sakın bu yarışmayı izleyenleri aşağıladığım ya da hor gördüğüm düşüncesine kapılmayın. Tabii ki izleyeni de olacak, beğeneni de... Bu köşede zevklere ve renklere üniforma giydirecek değilim. Ama ben, kişisel olarak "gözetleme" eksenli yarışmaların yayınına karşıyım. Çünkü hangimiz, kameralar tarafından her dakika izlendiğimizi bildiğimiz halde "tamamen kendimiz" olabiliriz? Bu durumda entelektüel bir bakış açısıyla bu yarışmadan "derin" sosyal çıkarımlarda bulunmak ne denli sağlıklı olabilir? Çintay'a samimi bir önerim var: Radikal gibi son derece ciddi ve saygın bir gazetenin yazarı olarak Türk toplumundaki flört ilişkilerini, tensel ve duygusal etkileşimleri gerçekten analiz etmek istiyorsa "Ben Evleniyorum"un karşısında saatlerini tüketmek yerine, sokağa çıkıp, insanlarla birebir konuşsun. Çünkü katkısız, rafine, gerçek "ilişkiler" orada, halkın arasında yaşanıyor. Zorunlu rollerin, kişiliklere paravan olduğu, 50 milyar ödüllü "mantık evliliklerinin" kurgulandığı yarışmalarda değil...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.