MALUM, ekonomik kriz, ahlaki çöküntü ve iletişim çağına özgü sonu gelmez arayışlar evli kalmayı neredeyse olanaksız hale getiriyor. Boşanma davalarının katlanarak artması da bunun en belirgin kanıtı. Boşanmanın insan hayatında bu denli "önemli" bir yere sahip olmasına rağmen, yarışma programı hazırlayanların hala "Ben Evleniyorum" ile zaman harcamasını "abesle iştigal" olarak değerlendiriyorum! Madem kavga, gürültü, dedikodu, bağırış, çağırış, gözyaşı reyting getiriyor, öyleyse yapın bir "Ben Boşanıyorum" yarışması da listeler reyting görsün! Peki bu yarışma nasıl olacak? Efendim, şiddetli geçimsizlik yaşayan çiftlerden erkek olanları bir eve, kadınları diğer eve kapatacaksınız. Onlar aralarında eşlerini çekiştirecekler. Mesela erkekler için ocakbaşı, kadınlar için göbek taşı dekorunda muhabbetler organize edilecek. Bu muhabbetleri, karşı taraf da dinleyecek ve eşinin kendisi hakkındaki gerçek düşüncelerinden haberdar olacak. Haftada bir gün eşler özel odalarda karşı karşıya gelecek. Bu odalarda oklava, merdane, terlik, kağıt mendil, yara bandı, buz torbası gibi "gerekli aksesuarlar" da bulunacak... Birbirleriyle geçinemeyen çiftler eteklerindeki bütün taşları bu programda dökecekler. Halk jürisi ise her hafta iki çifti "evliliklerini sürdürmeye mahkum edip" yarışmadan eleyecek. Son kalan çift ise "boşanma hakkını" elde edecek. Boşanan çiftlere ödül olarak 50'şer milyar karşılıklı nafaka ile birlikte "Ben Evleniyorum" yarışmasına direkt katılma hakkı verilecek. Nasıl ama?