BARIŞ: İçlerinde en profesyonel olanı. Bayan yarışmacıların birer birer elendiği yarışmanın "Er Meydanı" olacağını önceden tahmin ettiği için finallerde hep kıspete benzeyen bir pantolon giydi. Ercan Saatçi ve jüriyi yağlarken de başpehlivanlara parmak ısırttı!
ESER: Biraz telaşlı ve sakar bir görünümü var. Yardımcı sunucular olmasa sahnenin girişini bile bulamayacak sanki. Yine de güçlü bir sese sahip.
FİRDEVS: Eğer yarışmayı kazanırsa, "dünyanın en utangaç popstarı" unvanını da elde edecek. Kabahat işlediği için masa altına saklanmaya çalışan bir çocuk edasıyla yarışıyor.
ELENA: Yarışmanın en iyi şarkıcısı ama tarihten gelen bir alışkanlıkla Baltacı'nın torunları tarafından Katerina gibi algılanıp, intikam alınmaya çalışılıyor. Evet Türk değil. Peki yarışmanın adı olan "Popstar" Türkçe mi?
AYDAN: Popstar olur mu bilmem ama ileride magazin programlarının paylaşamadığı bir ünlü olacağı kesin. Bir çay kaşığı Petek Dinçöz, bir tutam Gülben Ergen, bir çimdik Sibel Can ve çokça Aşkın Nur Yengi'den imal edilmiş bir kokteyl gibi. Jüri biraz daha üzerine giderse ellerini beline dayayıp, açacak ağzını, yumacak gözünü. Aman dikkat!
EVREN: Uçuk-kaçık halleriyle bu evrenden değil gibi görünse de yarışmanın "kendisi gibi olan" tek yarışmacısı. Armağan Çağlayan ona "Diyet yapmalısın" dedikçe, strese girip daha fazla kilo alıyor sanki...
BAYHAN: Raj Kapoor'un ruhu, Müslüm Gürses'in bedeninde, Hakan
Taşıyan mimikleriyle, Ferdi Tayfur'un sesini kullanarak şarkı söylüyor adeta... Popunu mopunu bilmem, o şimdiden Türkiye'nin starı oldu bile...
SERKÜL: Türkiye'de önlerine konulan engelleri aşmak için çırpınıp duran bedensel kısıtlıların sesi, yüzü oldu. Pop kültürüne karşı başkaldırısı eğer "acıma hisleriyle" karşılanmak yerine doğru şekliyle algılanırsa, bundan sonra engelliler adına Türkiye'de hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Yürü Serkül, biz arkandayız.
ABİDİN: İşte yarışmanın adına en uygun yarışmacı. Yola yeni Tarkan olarak çıktı. Bu malzemeyi tükettikten sonra Kenan Doğulu ve Mustafa Sandal miksiyle mesafe katetti. "Popstar olunmaz, imal edilir" görüşünün geçerli olduğu şu cilalı imaj devri için yıllarca işlense bitirilemeyecek bir cevher. Popülizm paçalarından akıyor.
ALPAY: En genç yarışmacı. Öyle çocukluklar yapıyor ki, insanın yanağından makas alası geliyor! Finalin ilk bölümünde Armağan Çağlayan'a "posta koymaya" kalktı ama sonra azarlandı ve uslandı. Şarkı söylerken, teneffüste ünlüleri taklit eden haylaz bir ortaokul öğrencisi gibi...
SELÇUK: Kalp atışı bizim evden duyuluyor. Yarışma sırasında fenalaşıp hastaneye bile kaldırıldı. Önemli bir avantajı var: Vibrasyon için mikrofonu sallaması gerekmiyor. Sesi zaten titriyor! Çok daha iyisini yapacağı kesin. Ama heyecanı elverirse...
(Not: Bu yazı, son eleme öncesinde cuma günü yazılmıştır. Bu nedenle sizler bu satırları okurken yukarıdaki adaylar arasından biri elenmiş olacaktır.)