Akademi Türkiye'deki jürilik görevim dolayısıyla Kanal D'deki "Türkstar" yarışmasını ancak "banttan" izleyebiliyorum. Geçen hafta Zerrin Özer'in bayıldığı sahnede içim iki kere cız etti. Birincisi, Türkiye'ye mal olmuş bir gerçek sanatçının sadece "bürokratik saçmalıklar" nedeniyle "elektrik hırsızı" gibi toplumun önüne konulmasıydı. Bu haksızlığın ne kadar ağır sonuçlara yol açabileceği cuma gecesi Türkstar'ın canlı yayınında ortaya çıktı. Allah korusun, eğer Zerrin bu nedenle yaşamını yitirseydi, BEDAŞ bunu kendisine nasıl fatura edecek, bu faturayı nasıl ödeyecekti? Bildiğim kadarıyla aynı bürokratik saçmalıkla uğraşan pek çok dürüst ve değerli vatandaş var. Allah hepsinin yardımcısı olsun. İkinci üzüldüğüm nokta; Ahmet San'ın olay sırasındaki duyarsızlığıydı. Zerrin Özer kendini kaybetmiş, koltuğa yığılmış, Ahmet San hala yarışmacıyla ilgili yorumunu yapıyor. Yetmezmiş gibi Armağan Çağlayan'dan da yorum yapmasını istiyor. Ya Ahmet San şoka girdiği için ne yaptığını bilmiyordu, ya da "programın selametini" Zerrin Özer'in sağlığından daha önde tutuyordu. Cumartesi gecesi özür diledi ama bence çok geçti...