Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Pazar notları: "Limon kokulu kadınlar"

"Var mısın, Yok musun" programına ne zaman gözüm takılsa şunu düşünüyorum: Para denen şeyin meşum ağırlığı ve gerçeğiyle ne zaman yüzleşeceğiz? Para oyun değil, oyuncak değil! Niye öyleymiş gibi yapıyoruz?

***
Öksüz, çölde bir başına bırakılmış gibidir, yetimse sanki kalabalığın orta yerinde yapayalnız kalmıştır.
***
Eski ilişkisini etrafa anlatırken "hayatımın beş yılını harcadı" diye yanıp yakılanlar var. Sanki kendisi olup bitene hiç dahil olmamış, adı "ilişki" olan bir canavar gelip o güzelim yılları kemirmiş gibi... Daha garibi, bu insanların yeni ilişkilerine, hatta iddialarına göre "yeni ve büyük aşk"larına bakıyorum. E, değişen bir şey yok! Hatta dışarıdan bakınca, durum daha kötü!.. İnsan suçluluk duygusuyla kendisine haksızca çektirir çoğu zaman. Ama ilişkiler söz konusu olduğunda bu pişkin, bu yalan "suçsuzluk duygusu" neyin nesidir?
***
Başkalarının olduğu fotoğraflara bakarken az çok eğleniyorum. Ama içinde ben varsam fotoğrafın garip bir sıkıntı basıyor içime. (Dikkat, hüzün değil, sıkıntı!) Biraz sonra anlıyorum ki, ben, donup kalmış "ben"den sıkılıyorum.
***
Aynaya bakarken yüz hep maskelenir. Kişiliğimiz (persona/maske) yüzümüzü bin türlü hale sokar, bir sürü anlam verir. Oysa fotoğraf soyar bu anlamları! Oyunu durdurur, dondurur. O yüzden iyi portre fotoğraflarında "kişilik" yok, bir "kişi" vardır.
***
İnsan uzun yolda araba kullanırken yavaş yavaş çok tehlikeli bir büyünün etkisine kapılıyor. Ne o? Bir tür özgürlük yanılsaması mı? Bu sorunun en haşin ve derin cevabını J. G. Ballard'da buldum. Şöyle diyor yazar: "Saatler boyu parmak uçlarında kendi ölümünü tutuyor olmanın gizli büyüsü..."
***
Bir arkadaşım ara sıra şöyle yakınır: "Uyum istiyoruz, huzur istiyoruz ama bize mutluluk, hatta sihirli mutluluk reçeteleri veriyorlar. Bu kez de o reçetelerin faydasını görmek için çabalayıp ter döküyoruz ve sonunda yine mutsuz oluyoruz!" Haksız mı arkadaşım? Atlet koşar, koşar, koşar... ve rakiplerinden daha hızlıysa ipi göğüsler! Bu tamam! Fakat "insan çabalar, çabalar, ve rakiplerini alt ederse mutlu olur" diyebilir miyiz?
***
Kitaplığımdaki karmakarışık not, defter, kupür yığını içinde küçücük bir defter buldum. Boş... Sadece girişine yeşil tükenmezle, 1994 yılı galiba, Lale Müldür'ün şu dizelerini not etmişim: "Limon kokulu kadınlar vardır/ Hiç unutmayan kadınlar vardır... Limon kokulu/ Her şeye rağmen yağmur kalan kadınlar vardır."

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA