Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Kar, kış, soğuk ve dağınık düşünceler

Ne yalan söyleyeyim... Bahar ve yaz insanıyım. Kışın gelmesini değil, canım çekerse eğer, kışa gitmeyi severim.
Uzun yıllar karla küs oldum. Metropolle kar yağışı arasındaki uzlaşma çelişki her seferinde asabımı bozdu.
Fakat yakın zamanlarda soğukla, yağışlarla, karla barıştım.
Şimdi alnıma vurduğu anda buz kesen kar taneciklerini ve ayazda donan ellerimi garipsemiyorum.
Karlı sabahlar kahvemi alıp penceremin önüne oturmayı ve sıska dalları beyaz çizgilere dönüşen söğüt ağacını seyretmeyi seviyorum.


***

Bugünkü yazımı yazmak için Çengelköy'de bir kahveye oturduğumda günlerdir yazmayı düşündüğüm ne varsa, uçtu gitti aklımdan.
Boğaz'ın karşı kıyısına baktım. Beton yığınları gözden yitmiş gibiydi. Bembeyaz bir fırça darbesi bütün peyzajı çirkinlikten arındırmıştı.
Kar bir yanıyla unutma ve örtmeyse, öte yanıyla da "durup hayaller kurma" vakti... O yüzden belki, ne zaman etrafı kar tutsa, zihnimde hatıralarla hayaller birbirine karışır.
Uzun otobüs yolculukları gelir gözümün önüne. Camın ötesindeki uçsuz bucaksızlıkta sıra sıra kavaklar bir görünüp bir kaybolur.
Sonra mola yerinde...
Çay kokusu, börek tezgâhının buğulanan camı, kapının her açılıp kapanışında içeri sızan ayaz ve saatler sonra gerçekleşecek kavuşmanın inceden heyecanı...

***

Bir ara yazmayı bırakıp montumu giymeden dışarı çıktım.
Gövdem değil ama parmaklarım isyan etti.
O an işte Glenn Gould düştü aklıma! 20. yüzyılın dâhi piyanisti. Eşsiz Bach yorumcusu.
Günlerdir sabahlarımı ve gecelerimi onun Bach yorumlarını dinleyerek geçiriyorum. Tekrar tekrar. (Yok canım! Klasik müzik sevmek için, ille de "Cumhuriyet çocuğu" olmak gerekmiyor!)
Glenn Gould, dünyanın en uzun süreli kış yaşayan coğrafyalarından birinde doğmuştu, Kanadalı'ydı.
Ama insan şaşırtıcı bir varlık!
Gould soğuktan nefret ederdi. O kadar ki, ülkesini bir yana bırakın, gittiği sıcak ülkelerde bile soğuktan şikâyetçiydi.
Düşünün, Florida'da bir konsere başında bere ve eldivenle çıkmıştı. Belli ki, esasında içi üşüyordu.
Neyse... Diyeceğim şu...
İnsanın iç üşümesiyle sanat arasında bir bağ olmalı!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA