Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Mısır... Piramitler, Kral Faruk derken...

Hatırlıyorum. İlkokuldaydım.
Mısır denince...
Gözümün önüne önce piramitler gelirdi; sonra da Mısır Kralı Faruk'un Monako jet-set'iyle çekilmiş resimleri...
O yıllarda Hayat Mecmuası pek gözdeydi.
Bu mecmua beyaz Amerikan santimantalizminin bizdeki temsilcisiydi.
Hanımlar beş çayında kurabiyeleri mideye indirirken mecmuayı karıştırır; Pehlevi'den boşanmak zorunda kalmış Prenses Süreyya ve sürgün kral Faruk'un hikâyeleriyle heyecanlanır, bir yandan da Hikmet Feridun Es'in Okyanusya ve Afrika'da çektiği çıplak yerli resimlerine bakıp "ayy ne garip yaratıklar var!" diye kıkırdaşırlardı.
Malum, 27 Mayıs Darbesi olmuş, ülkenin çoğunluğu yine ortalıktan (yani ana akım medya ve sosyal kültürden) kaybolmuştu! Dünyaya bakışımız da farklı değildi.
Gerçek sosyal olaylara kayıtsızlık hâkimdi.

***

Hatta daha sonraya dair şunu da hatırlıyorum.
1967'de Altı Gün Savaşı patlak verdi.
Birkaç solcu mahfil dışında kimsenin umurunda olmayan Cemal Abdül Nasır birdenbire fark edilmişti.
Okulda her gün Arap-İsrail savaşı konusu açılırdı.
Bütün gazeteleri yutar gibi okuduğumu bildikleri için arkadaşlarım bana hep İsrail'i sorarlardı.
Nasıl savaşmışlar, ne kadar güçlülermiş, İsrail hava kuvvetleri nasıl bir gecede bütün Mısır ordusunu yok edecek kadar hızlı bir hamle yapmış, nasıl altı günde topraklarını daha öncekinin iki katına çıkarmış, vd. Mısır yoktu zihinlerde.
Onların gözünde Arapların tamamı yenilmeye mahkûm tarihsel figüranlardı. "Ne Şam'ın şekeri, ne Arabın yüzü"nden daha öteye bir durumdu bu.
Nerdeyse bir ideolojik beyin yıkama ("Beyazlatma") operasyonundan geçmiş gibiydik!
***

Şimdi neden o günlere döndüm...
Eh, bugünün Mısır'ını hâlâ "Muhteşem Luksor tapınağının çevresinde dolanan aç bilaç Araplar" tablosundan bakarak anlamaya çalışanları görünce...
Gel de o günlere dönme!
Düşünün...
Solcu, ulusalcı, sağcı, muhafazakâr veya liberal hiçbir ideolojik hapishane duvarının ayakta kalamadığı bir çağa gelip dayanmışız.
Bizim "beyaz"lar ise hep aynı saflarda kalıp yerinde saymakta kararlılar!
Bir de "geçmiş hayatında mutlaka bir Mısır prensesi olduğuna" inananlar var tabii, o da ayrı bir "beyaz" efsanedir!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA