Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Ağzımızdan yel alsın da...

Bir fıkradır...
1914 yılının başlarında bir İtalyan şirketi ihracat yaptığı Alman devlet şirketinden altı bin liretlik borcunu ödemesini ister. Temmuz başında Almanlardan telgraf gelir: "Az bekleyin, önce Paris'e gidelim, sonra size de uğrayacağız."
Malum, 28 Temmuz 1914'te Avusturya-Macaristan tahtının veliahtı Franz Ferdinand suikaste kurban gider. Bu bahane birkaç hafta içinde "Büyük Savaş"ın başlamasına yeter.
O güne kadar Almanya ve Avusturya-Macaristan'la ittifak anlaşması bulunan İtalya Krallığı'nın onlar tarafından saldırıya uğrayıp saf değiştirmesi ve Almanya'nın çarçabuk Belçika ve Lüksemburg'u işgal edip Paris'e doğru yürümeye başlaması ilginçtir.

***

Milyonlarca insanın ölümüne ve üç büyük imparatorluğun tarihe gömülmesine neden olan Birinci Dünya Savaşı'nın üzerinden yüz yıl geçti. Batı'da akademik dünya ve medya bu savaş üzerine yeni bir değerlendirmeye hazırlanıyor. Kitaplar çıkıyor, konferanslar düzenleniyor. Yaza doğru ortalık daha da hareketlenecek.
Gördüğüm kadarıyla bizim akademimiz uykuda. Haydi ortaöğrenimi anladık diyelim, fakat üniversitelerimiz de "Almanya istedi savaşa girdik, Almanya yenildi biz de yenilmiş sayıldık" saçmalığını sürdürmekten yanaysa, vah bize!
***

Neyse, bugünlük ülkemizin görülmemiş hainliklerle tıka basa dolu ve aslında örtülü bir darbe girişimine sahne olan güncel siyasetinden biraz uzaklaşalım, istiyorum.
Geçmişe dönüp Birinci Dünya Savaşı gerçeğini hatırlayalım.
Hem bunun da güncel bir yanı var...
Sevgili Süleyman Gündüz dünkü yazısının başlığını haklı olarak "Kırım'a dikkat, savaş tetikte" diye atarken haklıydı.
Hangi savaş? Batı'yla yeniden "Doğu" olmaya hazırlanan Rusya'nın arasındaki savaş...
Yani?..
Yok, ağzımızdan yel alsın!
Cevap vermek yerine 1914 öncesine bir bakalım mı?
Yirminci yüzyıla dünya şehirleri altüst eden kalkışmalar, küçük savaşlar ve büyük devletlerin değişen dünya dengesine karşı direnme hesaplarıyla girmişti.
***

Tabii o zamanlar Almanya'nın hızla büyüyüp Avrupa ve Ortadoğu'da belirleyici güç olmak istemesi belirleyici karakterdeydi.
Yüz yıl sonra şimdi de o koca AB gitgide mali ve siyasi iktidar olarak Almanya'ya teslim oluyor. Avrupa'nın ortasında bir "kutup devlet" oluşuyor.
Yüz yıl önce Britanya İmparatorluğu yavaş yavaş sönüyor, Atlantik'in ötesindeki ABD yükseliyordu.
Şimdiyse birçok analist "Amerikan İmparatorluğu"nun çözülmeye başladığını, Britanya'nın 21. Yüzyılın yeni yıldızı olmak için "iş çevirdiğini" iddia ediyor.
Rusya'ya bakın! Yeniden büyük stratejist!
Çok yeni tarih çalışmaları Birinci Dünya Savaşı öncesinde Rusya'nın ince taktik hamlelerle Almanya'yı kışkırttığını gösteriyor.
Bütün bu çağrışımlar fena halde ilginç, değil mi?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA