Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Onu değiştir, bunu değiştir, ya hayatını?

Uzun zamandır görmemiştim.
Hal hatır sorduktan sonra görmeyeli hayatında neler olduğunu anlatmaya başladı. Gerçi buna "anlatma" denir mi, emin değilim. Yakınma demek daha doğru!
Ailesinden, işinden, arkadaşlarından yakındı.
İşe yaramaz diyetlerinden, bırakamadığı alışkanlıklarından, tansiyon haplarından, zihnini her geçen gün biraz daha saran takıntılarından yakındı.
Onu görmeyeli, çok şey değişmişti. Fakat aradığı bir parça huzur bir türlü gelmemişti.
Yaşı henüz 40'ları bulmuştu ama bu tür monologların vazgeçilmez aşamasına uğramayı ihmal etmedi; günümüzün insanlarını, ilişkilerini, hallerini eleştirdi.
Bunları merkezde kendisini tutarak anlattı elbette. İçinde kendisinin olmadığı bir "dünya" umurunda değildi.
Dikkat ettim, hep zarfı eleştiriyor, zarftan yakınıyor ama sıra bir türlü mazrufa gelmiyordu. Belki bunun farkında bile değildi!
Aslında anormal bir tarafı yoktu konuştuklarımızın.
Haydi ben de nostalji yapayım; maalesef çoktandır eş dost sohbeti denilen şey yakınmalarını değiş tokuş etmekten ibaret değil mi?
Fakat bir ara ağabeyliğime sığınarak sert bir soru sordum: "Diyetini, tansiyon haplarını, arabalarını, işini, oturduğun semti falan değiştirmek yerine hayatını, yani hayat tarzını değiştirmeyi düşündün mü?"
Hayat tarzını değiştirmek mi?
Biliyordum, günümüz insanının imkânsız olarak gördüğü bir şeydi bu.
Oysa kilit tam o noktadaydı.
Durdu. Sustu. Epeyce sürdü suskunluğu.
Sonra zarif bir iki dostluk cümlesinden sonra lafı değiştirmeyi tercih etti.

***

"Hayat tarzı" denilen şeyi geçtim, "hayata bakış tarzımız" üzerinde bile tartışmaya yanaşmıyoruz.
Bir de bizi yiyip bitiren bir tembellik var; "şu psikolojim değişsin de hele, sonra bakarız!" tavrı yani.
Piyango çıksın bekler gibi değişim bekleme hali.
Daha önce de yazmıştım sanıyorum, böyle durumlarda çevremdekilere "bir an olsun, unutun şu psikolojiyi" demek geliyor içimden; "psikolojinizden değil hayatınızdan söz ediyorum!"
Hayat tarzınızı değiştirmedikçe, diyetleriniz bile işe yaramıyor.
Hayat tarzınızı değiştirmedikçe, psikolojin değişmiyor; ne düşüncelerin ne de duyguların yerinden kıpırdayabiliyor.
Kolay mı bunu yapmak? Hayır.
Çünkü modern insanın hayatının içi boşalmış, kala kala elinde "tarzı" kalmıştır.
Onu da kaybetmekten korkuyor.
Bu yüzden ne aklını başına toplayabiliyor, ne de toplanıp gidebiliyor!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA