Futbol düzeni kurcalamaya, kışkırtmaya, kamplaştırmaya müsaittir.
Hele futbolu yönetenler çapaçul çıkarlar peşinde çürümüş gitmiş, taraftarların takım aidiyeti her türlü adalet duygusunu ikinci plana atmışsa...
Geçmiş sezonların karanlıkta kalan yanlarına ışık tutmaktansa, "futbolda olur böyle şeyler!" denilip geçilmişse...
Futbolun "masa" sonuçları saha sonuçlarını alt etmiş, insanlar arasına nifak tohumları atılmışsa...
Yani bu güzel oyunun düzeni dibine kadar çirkinleşmişse...
Bütün memleket o sırada uyuyor olsa bile hiç kuşkunuz olmasın ki, kaos mühendisleri ellerini ovuşturarak çoktan işe koyulmuşlardır.
Çünkü onlar taraftarlık aidiyetini kullanarak geniş kesimleri nefret ve çatışma ortamına doğru mobilize edebileceklerini bilirler.
İyi insanlar çoğu zaman durumun ve pis oyunun geç farkına varır.
Bu bakımdan...
Fenerbahçe otobüsüne saldırının bütün yönleriyle aydınlatılması ihtiyacı kilit önemdedir.
***
Nihayetinde, insanların takımlarına "
benim senden başka neyim var?" diyerek yaklaştığı bir ortamdan söz ediyoruz.
Öyle zamanlar vardır ki, basit gibi görünen
bir tekme, hatta bir tükürük bile "
sıradan" olmaktan çıkar.
13 Mayıs 1990'da Dinamo Zagreb- Kızılyıldız maçında
Hırvat Boban'ın sahaya giren taraftarları coplayan Sırp polise attığı
tekmeden sonrasının nasıl geldiğini bilmeyen var mı?
Daha iki yıl öncesinde
Mısır'da sosyal kamplaşma ve çatışma ortamının nasıl takım taraftarlığı üzerinden alevlendiğini anlatmayayım şimdi.
***
İşte daha dün "
ajan ruhlu" bir Milliyet yazarından bir kez daha öğrendik ki...
Kaos zaten kesinleşmiş. Kaostan zaten kaçamayacakmışız.
O yüzden birtakım "
seçkinler" şimdiden toplanıp kaos sonrası düzeni tasarlamaya başlamışlar.
Düşünün, gün ışığında bunlar oluyorsa, kim bilir karanlıkta neler dönüyordur?
Futbol açısından bakalım...
Bazı kulüpler ve taraftarları üzerinde özellikle 2010'dan bu yana ciddi "
çalışma" yapıldığını kim inkâr edebilir?
O halde...
İçişleri Bakanlığı'na düşen görev açık ve acil!
Fakat medyaya ve futbol severlere de bir görev düşüyor:
Uyanık, dirayetli ama kışkırtıcılıktan uzak biçimde sakin olmamız gerekiyor.