Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Tansiyon!

Pazar notları:

Stres... Ancak bu kadar yalandan bir kavram olabilir ve bir yalan ancak bu kadar işe yarayabilir. Hem kendinize hem de başkalarına söylediğiniz yalanların, yanlış seçimlerinizin, mecburi mutsuzluklarınızın, kötü ilişkilerinizin üzerine kapattığınız yara bandı!

***
Stres altındasınız...
Sorunca, böyle diyorsunuz.
Anlatırken yüzünüz buruşuyor.
Yukarıdan bir şey sanki üzerinize bastırıyor, eziyormuş gibi. Ya da şu endişe, hayal kırıklığı, depresyon türünden şeyler... Hep başa geliyorlar!
Yukarıdan düşer gibi... İyi de o zaman "yer"inizi değiştirseniz, diyorum. Orada durmasanız artık! Dünyaya, hayata ve kendinize bakıp anlam verdiğiniz "yer"den söz ediyorum.
***
Garip şey... Hangi eve gitsem baş köşede bir tansiyon aleti duruyor. Hatta instagramda bile rastladım; gencecik insanlar birbirlerinin tansiyonunu ölçerken çekilmiş fotoğraflarını koymuşlar. Azıcık artmış veya düşmüş bir tansiyon bir tür rozet gibi yakaya takılıyor.
Rozetin üzerinde "bana ilgi göster" yazıyor veya "beni rahat bırak!" Tansiyonlar ölçülünce rahatlanıyor. İçimizde bir ses "bak işte, dünyada, bende, hayatımda değil, kan basıncımda bir sorun var" diye sesleniyor etrafına. Nasıl da rahatsız bir rahatlama!
***
Korkuyu görüp korkağı işaret etmenin gizli bir heyecanı vardır. Ortak bir hastalıktan söz etmenin hazzını taşır. Cesur ise önce küçümsenir, sonra yalnız bırakılır, ki böylece cesaret görünmez kılınsın, unutulsun.
***
Cesur kişinin aslında korkusunun üzerine yürüyen bir korkak olduğunu anlatan sayısız tez var. Bu iddiaların hepsi de şu gerçeği itiraf etmekten kaçınır: Doğru!
Cesur da korkar.
Bir saniyeliğine, birkaç saatliğine ya da bir ömür boyu Hak'tan korkan kişidir cesur... Ama daha fazla Hollywood filmi ve TV dizisi izlemeye devam edersek, zalimlerin ve çılgınların cesur olduğunu sanmaya başlayacağız, bunları konuşmanın bile anlamı kalmayacak.
***
Modern insan, baştan aşağı hayal kırıklığıdır. Çünkü kendini bir "şey" sanmıştır!
***

Söyleyip duruyorum:
Sevgiye çok ağırlık verdik, kız kardeşi sevinci unuttuk. Sevinç duygusuyla aramız bozuk.
Birbirimizle aramızın bozuk olması da bundan...

***

KISA BİR ARA
Sevgili okurlar geçenlerdeki ara verişim fizyolojik/ tıbbi bir zorunluluktu. Fakat bu kez yıllık iznimin bir bölümünü kullanmak üzere ayrılıyorum. Nasipse Cumartesi yine bu köşede buluşacağız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA