Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Korona günleri notları: Al sana dünya savaşı!

Bu günler geçip gidince... Gösterişten, şatafattan uzak, sade bir yaşamın değeri anlaşılacakmış... Böyle fikirler dönüyor ortalıkta. Keşke haklı olsalar! Bana kalırsa, hayal kuruluyor, dilek tutuluyor... Tuzu kuru çevreler muhtemel mahrumiyet günlerinin şimdiden oluşturduğu tedirginliği böyle allayıp pullayarak bastırmaya çalışıyor. Sonra sosyal medya bu "ambalajı" alıp bütün kesimlere hızla yayıyor. Oysa modern insan henüz "sade yaşam"ın doğru düzgün bir tanımını bile yapabilmiş değil. Gardırobundaki fazla giysileri, odasındaki fazla sandalyeyi kapı önüne koymayı sadeleşmek sanıyor...

***

"İç yolculuk" deyimi de pek gözde şu sıralarda... Oysa çok patırtı var. Zihinler güncel enformasyonla tıka basa dolu. Kalpler endişeyle çarpıyor. Hepsinden önemlisi, evin içerisinde olmak bizde bir "iç" oluşturmaya yetmez, yetmiyor. Ne yolculuğu? Her yer duvar!

***

Şöyle biraz geriye çekilip bakınca, anlıyor insan. İşte 3. Dünya Savaşı! Neden mi? Her gün önümüze rakamların gelmesine bakıp anlayabilirsiniz. İnsanlık, istatistik nesnesi artık. Kayıplar sayılardan ibaret. Ve cepheler var. Cephedekiler (sağlık çalışanları) ölümle burun buruna, diğerleri tedirginlik içinde başlarına gelecekleri bekliyor... Neymiş? İlle de silahların konuşması; apaçık savaşan tarafların oluşması gerekmiyormuş...

***

Kendilerini evden dışarı atmadan rahat edemeyen yaşlılarımızın bunu neden yaptıkları konusunda henüz dişe dokunur iki çift laf göremedim bizim sosyal bilimcilerden... Fakat her konuda saha çalışması yapan, olur olmaz meseleleri yıllarca araştıran Batılı sosyal bilimcilerin de kendi toplumlarındaki "tuvalet kağıdı istifçiliği" karşısında nasıl çaresiz kaldıklarını dikkatle izliyorum. Hevesliler, hızlılar, hemen makaleler yazmaya başladılar ama söyledikleri şimdilik pek kof kalıyor. Ancak hepsinin ortak sözü şu: Gelişmiş toplum insanlarını hiç gelişmemiş bir yanı var: Muazzam bir mahrumiyet endişesi... Paniklediklerinde kötü oluyor. 2008'de medyada "pirinç kıtlığı yaşayabiliriz " haberlerinin çıkmasının hemen ardından ABD'de sürpermarketlerin pirinç raflarının nasıl yağmalandığını anlatıyorlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA