Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Cumartesi notları: Atlara gidecek miyiz?

Torunum yerine koyduğum bir bebecik var. Üç buçuk yaşında ama pek dilli. Görüntülü konuşuyoruz. Onun kurabiye yüzünü görmek bana çok iyi geliyor ama her konuşmamız hüzünlü bir biçimde sonuçlanıyor. Çünkü her seferinde "Bir şey söyleyeceğim" diye önce yutkunup ardından şöyle diyor: "Virüs bitince kuşları beslemeye, atları sevmeye gideceğiz değil mi?" Ah, o "virüs bitince" sözü var ya, hem onun hem de benim içimi biraz daha çizmeye başladı. Minik gözlerindeki muğlak beklentiyi görmek öyle zor ki!.. Neyse, anlatmak istediğimi anlatmaktan vazgeçtim. Burada keseyim... Siz anladınız zaten! Anne-babalar derinden anlıyorlardır.

***

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Bir okurum hatırlattı: 4 Aralık 2018'de çıkan "2019 nasıl bir yıl olacak?" başlıklı yazımda sanki 2020'yi anlatmışım... İçime mi doğmuş? Yoksa satır aralarını okumak alışkanlığımdan mı kaynaklanıyor, bilemiyorum. Yazımda dev bir seyahat şirketinin, müşterilerine "Asya'da risksiz seyahat etmeyi planlıyorsanız, gideceğiniz tek yer Singapur'dur" tavsiyesinden de söz etmişim. Malum 2018'de "Karantina" başlıklı yazımda da dünyayı karantinaların beklediğini yazmıştım... Peki ne oldu? Kimsenin görmek istemediği ama yavaş yavaş yaklaşan kriz bir yıl geç mi kaldı? Bunu bir iki yıl sonra anlayacağız. Şu an pek çok bilgi karanlıkta tutuluyor. Fakat yine de 2019 yılı sonbaharında Rusya'da olağandışı bir zatürre salgını baş gösterdiğini artık bilmeyen yok. Kovid-19'un 2019 Kasım'ında Avrupa'da başladığı iddiaları da hafife alınmamalı.

***

Anlatmak da anlamak gibi cesaret gerektiriyor. Anlamak için konforunun bozulmasını, anlatmak için de bedel ödemeyi göze almak gerekiyor. Çünkü iyi anlatıyorsan, yıkıyorsundur.

***

Her yeni kuşak, bir öncekinden daha tez canlı, daha heyecanlı, hatta çoğu "maymun iştahlı"ydı. Durmuyor, duramıyorlardı. Bu kadar hiperaktif dürtü ve enerji dışarıdan bakınca "duvara çarpacaklar" duygusu yaratıyordu. Hatta kendi adıma birçok hiperaktifte "bariyerlere çarparak durmaya karşı gizli bir arzu" gözlemlediğim bile olmuştur. Ne oldu? 2020 geldi ve duvara gerçekten de çarpıldı.

***

Bazılarını buraya da aktardığım notlarım vardı... "Bir kafedeyim, yan masamdaki gençler" diye başlayan.... Kulak misafirlikleri, tanışıklıklar, sorular, cevaplar... Şimdi ne kadar uzaktalar?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA