Dün bir ajans haberi geçti. Bursa'nın İnegöl ilçesinde, evli bir adam evine gelmiş. Yatak odasındaki dolaptan çıtırtılar duyunca, dolabın kapağını açmış. Dolapta bir adam varmış.
Dolaptaki adam, bıçağını çekip, kapağı açan kocayı bıçaklamış.
Traji- komik bir olay değil mi? "Hem suçlu- hem güçlü" mü, yoksa "Yavuz hırsız ev sahibini bastırır" mı demeli, bilemiyorum. Bir hikaye anlatmışlardı geçenlerde. Yeni evlenen genç çift, yakınından demiryolu geçen bir eve taşınmışlar. Yeni eşyalar yaptırmışlar. Ancak, demiryolundan tren geçince, yatak odasındaki dolaptan gıcırtı sesleri geliyormuş. Yeni gelin, dolabı yapan marangozu çağırıp, tren geçince dolabın gıcırdadığını anlatmış.
Marangoz da dolaba girip, trenin geçmesini beklemeye başlamış.
O sırada, evin erkeği, eve gelmiş. Yatak odasına gitmiş... Dolabın kapağını aralık görünce açmış... İçerideki marangozla burun buruna gelmiş..
Bağırmış öfkeyle,
- Ne yapıyorsun dolabın içinde?
Marangoz, kısık bir sesle cevap vermiş,
- İnanmayacaksınız ama, burada tren bekliyorum!
Keşke, İnegöl'deki evin dolabında duran adam da, tren bekliyor olsaydı.
Şimdi o cezaevinde, onu bulan koca da hastanede olmazdı.