Bizim zamanımızda ilkokulda "Hayat Bilgisi" diye bir ders vardı. Belki hâlâ vardır.
Sonra, kızım Ela, Fransız Pierre Loti okuluna giderken, onun okuduğu "Hayat Bilgisi" kitabına baktım.
Bizim okuduklarımızdan çok farklıydı. Örneğin ilkokul 3'üncü sınıftaki bir çocuğa (Fransız çocuğu), Paris'te evinden çıkıp, uçakla Marsilya'ya gitmesi gerektiği zaman yapması gerekenler anlatılıyordu.
Taksi şoförüne hangi havaalanına gitmesi söylenecek. Havaalanında, uçak bileti nasıl alınacak, nasıl check-in yapılacak, uçağa kaç kiloya kadar bagaj verilir, v.b.
Bunun gibi Hayat Bilgisi dersinde, otomobil almak isteyen bir kişinin, silindir hacmına, aracın yakıt harcamasına bakması öğretiliyordu.
Trafik kuralları, temizlik kuralları, insan ilişkileri ve her şey, bu dersin kapsamındaydı.
Sonra Bulgaristan'da Jivkov zulmünden kaçan Bulgaristanlı Türkler geldi ve onlarla tanışınca, onların da ilkokuldan başlayarak çok temel hayat bilgisi eğitimi aldıklarını anladım.
Bu bilgilerin başında, hijyen (temizlik) ve trafik vardı.
Geçen yıllardan birinde, çok yakın bir arkadaşım, önemli bir bankanın genel müdürü oldu...
Bu arkadaşımın, yoğun bir çalışma temposu içine girdiği günlerden birinde, onu yakaladım.
- Ne yapıyorsun? Neden hiç göremiyoruz seni, dedim.
Anlattı. - Mesela, bankanın şubelerinde çalışan personele, deodorant kullanmayı öğretiyorum, dedi.
Şimdi sıcak yaz günleri gelirken, personeline deodorant kullanmayı öğreten bu genel müdürü hatırladım.
Bilmiyorum... Acaba bizim ilkokullardaki "Hayat Bilgisi" dersinde, nasıl deodorant kullanıldığı da öğretiliyor mudur?
Sizi de rahatsız etmez mi yaygın biçimde duyulan ter kokusu.

Bir seçkin lokantaya gidersiniz. Garson yemeğinizi masaya koyarken, ortalığı müthiş bir ter kokusu kaplar. İçinize, "Acaba bu lokantanın mutfağı temiz değil mi" diye bir kuşku düşer.
Geçen gün internette dolaşırken, NTVMSNBC sitesinde, "Eczacıbaşı Biersdorf"un katkılarıyla hazırlanmış "Deodorant Kullanmanın İncelikleri" başlıklı bir habere rastladım.
Öğrendiklerimi aktarayım. Ter kokuları ile savaşın en etkili silahı, deodorant değil, "Temizlik"miş.
Ter kokan bir koltuk altına tekrar deodorant sıkmak, oluşmuş ter kokusu ile deodorant parfümünün karışımından oluşan, daha ağır bir kokuya sebep olurmuş.
Deodorant, temiz ve kuru cilde sıkılmalı veya sürülmeliymiş.
İnsan vücudunda iki tür ter bezi varmış. "Ecrine" ter bezleri, avuç içini ve ayakları,
"Apocrine"ter bezleri ise, koltuk altlarını, jenital bölgeleri ve yüzü terletirmiş.

Ter şeklinde vücuttan çıkan sıvı, cilt yüzeyindeki bakteri florası ile birleşince, onları çürütür ve kötü koku öyle çıkarmış.
Bunlara karşı, anti-perspirantlar ve deodorantlar kullanılırmış.
Anti-perspirantlar, deri gözeneklerini kapatıp, terin cilt yüzeyine çıkmasını önlermiş. Deodorantlar ise, bakteri florasını yok edip, kokunun oluşmasını önlermiş.
Televizyonda her dakika deodorant reklamı gördüğümüz için, galiba bunlar da, hayat bilgisi kapsamında öğrenmemiz gereken bilgilerdir.
Siz de öyle düşünmüyor musunuz?