Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Siyasetçiler diğer insanlara pek benzemez...

Britanya İmparatorluğu için yakın tarihin en karanlık günleri 2'nci Dünya Savaşı'nın ilk günlerinde uğradıkları yenilgilerdir. Dunkirk bozgunu, Singapur'un Japonlar tarafından zaptı, Kuzey Afrika'da Rommel'in kazandığı zafer, v.b.
2'nci Dünya Savaşı boyunca İngiliz Başbakanı Churchill ile gece gündüz beraber yaşamış olan eski gelini Pamela Harriman (1920-97) İstanbul'u ziyaret ettiğinde, o dönemi uzun uzun anlatmıştı bana. Ona şu soruyu sormuştum:
-Churchill' in moralini en fazla bozan yenilgi hangisi olmuştu?
Bayan Harriman gülümseyerek şu cevabı vermişti:
-2' nci Dünya Savaşı' galibiyetle bitirdiği 1945' te genel seçimleri kaybedip, iktidarı İşçi Partisi' ne kaptırması, onun moralini bozan en büyük yenilgi olmuştu.
Siyaset böyle bir şeydir. Rahmetli Turan Güneş de, " Biz politikacıların vücut salgıları diğer insanlarınkinden farklıdır. Bizler başka insanlara benzemeyiz " derdi hep.

SADECE
KATILIM
Biz gazete yorumcuları her gün yurt ve dünya olayları üzerinde yazarken ve siz sayın okurlar da bizlere çeşitli tepkilerle cevap verirken, kesinlikle politikacılar gibi davranmayız. Biz kendimizce doğru bulduğumuzu yazarız. Sizler de bu yazılanlara ya kızarsınız ya da beğeninizi seslendirirsiniz.
Yoğun tartışmalara konu olan Lübnan'a asker gönderme meselesinde de böyle oldu durum. Ama bizlerin de sizlerin de görüşlerimizi ve tepkilerimizi seslendirirken, "Siyasi hesabımız" yoktu. Sadece düşünce açıklamak yoluyla demokratik karar mekanizmasına katılma çabası içindeydik.
Fakat asker gönderme kararı alan Tayyip Erdoğan için de, buna karşı çıkan Deniz Baykal veya Necmettin Erbakan için de bizlerden çok farklı hesaplara dayalı dürtüler söz konusuydu.
Bir faraziye bu ama gerçek olabilir. Örneğin şu anda iktidarda Deniz Baykal'ın CHP'si bulunsaydı ve Lübnan'a asker gönderme kararı onun elinde olsaydı, belki o gönderme kararını verecekti ve muhalefetteki Tayyip Erdoğan da buna karşı çıkacaktı.
Hiç unutmayalım ki Türkiye gibi jeopolitik konumu kritik olan ülkelerde, iktidarda kalabilmek, bir vahşi atın üzerinde kalmaya çalışan rodeo binicisinin durumundan daha zordur. Muhalefetteki söylemler veya seçmen desteği, bazen yok sayılabilir.

İKTİDAR
Siyasetçinin can gıdası ise " İktidar "dır.
Oysa iktidara gelmek ne kadar zorsa, iktidarı elinde tutabilmek ve hatta bazen sağlıklı ve onurlu kalabilmek daha da zordur. Örneğin siyasetçiyi seçmenler iktidara getirir. Ama siyasetçiyi iktidardan kimin götüreceği hiç bilinmez. İç dinamiği dış konjonktürün etkilerinden daha güçsüz olan ülkelerde ise, iş daha da zorlaşır. Dış dengeleri gözetmezseniz, iç dengelerin de alt üst olduğunu görebilirsiniz.
Bir bakarsınız ekonomik kriz ve terör eylemleri tırmanır. Bürokrasi ayaklanır. Birden ortaya demokrasi düşmanı " Zinde güçler " çıkar.
Bu gerçeklerin ışığında gazete yorumcularıyla politikacılar birbirlerine karıştırılmamalıdır. Sayın okurlar da kendilerini politikacıların rakibi veya yorumcuların düşmanı gibi görmemelidir.
Neticede terlemek için hamam girmek şarttır. Siyaset hamamına girmeden siyasetçilerin hesaplarını anlayıp, onlar gibi davranmak mümkün değildir.
Eğer Tayyip Erdoğan Lübnan'a asker göndererek yanlış bir karar aldıysa, sonunda bu iktidarına da mal olabilir. Ama bu durumda onun yerine ne bir gazete yorumcusu, ne de bir tepkili okuyucu geçer.
Şu andaki " Türkiye Gerçeği "nde ise, " Tırmanan bölücü terör " var.
Görünen o ki, Erdoğan Lübnan'a çözüm ararken, bölücü terörle mücadele konusunda henüz bir çözüm üretebilmiş değil. Her gün şehitlerin cenazeleriyle dolu geçen günler, Erdoğan'ın iktidarını zorlayabilir yakın gelecekte.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA